çat

İlgili Kelimeler:

çat kapı, çatpat, çat pat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert bir şeyin kırılırken çıkardığı ses

---

Çat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erzurum iline bağlı ilçelerden biri

---

Özel: Evet

çat etmek

Anlamı:

1. `çat` diye ses çıkarmak

---

çat kapı

Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Beklenmedik bir zamanda kapıyı çalarak

---

çat orada çat burada çat kapı arkasında

Anlamı:

1. çok çabuk yer değiştiren birinin durumunu anlatan bir söz

Örnek:

1. Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır.

1. Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır.

---

çat pat

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Az çok ve yalan yanlış biçimde, çatra patra

2. Ara sıra

3. Uygunsuz zamanlarda, vakitli vakitsiz

Örnek:

1. O bize çat pat gelir.

1. O bize çat pat gelir.

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yarım yamalak

Örnek:

1. Çat pat İngilizcesi olduğundan, onu tutmuş, Harbiye nezaretiyle işgal karargâhı arasında irtibat zabiti yapmışlardı.

1. Çat pat İngilizcesi olduğundan, onu tutmuş, Harbiye nezaretiyle işgal karargâhı arasında irtibat zabiti yapmışlardı.

---

çatabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çatabilmek işi

---

çatabilmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Çatma ihtimali veya imkânı bulunmak

---

çatak

İlgili Kelimeler:

çatak bayrak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı

Örnek:

1. Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi.

1. Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapışık, ikiz (meyve)

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kavgacı

---

Çatak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Van iline bağlı ilçelerden biri

---

Özel: Evet

Telaffuz : ça'tağı

çatak bayrak

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Yeniçerilerin yarısı sarı, yarısı kırmızı renkteki bayrağı

---

çatal

İlgili Kelimeler:

çatal ağız, çatal aşı, çatal ayak, çatal bel, çatal bıçak takımı, çatal çivi, çatal don, çatal flama, çatal iğne, çatal kaldıraç, çatalkara, çatal kargı, çatal kazık, çatal kundak, çatalkuyruk, çatal sakal, çatal ses, çatal yürek, çatal zıpkın, üççatal

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki veya daha çok kola ayrılan değnek

2. Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri

3. Dallı olan şeylerin her kolu

4. Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç

Örnek:

1. Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı.

1. Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı.

5. Dirgen

6. Bir tür olta iğnesi

7. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ucu kollara ayrılmış

Örnek:

1. Çatal yol.

1. Çatal yol.

8. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İki taraflı

Örnek:

1. Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar

1. Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar

9. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir

Örnek:

1. Çatal söz.

1. Çatal söz.

---

çatal ağız

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Delta

---

çatal aşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeşilmercimek, kuru barbunya, dövme soğan, tereyağı ve baharat kullanılarak hazırlanan bir çorba türü

---

çatal ayak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ateşli bir silahın namlusuna destek olan, genellikle ters V biçiminde yere kurulan iki ayaklı parça

---

çatal bel

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bahçeyi bellemeye yarayan ucu çatallı ve saplı alet

---

çatal bıçak takımı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sofra için gerekli olan çatal, kaşık, bıçak ve diğer servis araçlarının tümü

Örnek:

1. İçinden bir yuvarlak francala, çocuk oyuncaklarını andıran bir çatal bıçak takımı çıkardı.

1. İçinden bir yuvarlak francala, çocuk oyuncaklarını andıran bir çatal bıçak takımı çıkardı.

---

çatal çivi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elektrik ve telefon kablolarını süpürgeliğe, kapı, pencere pervazı vb. ahşap yüzeylere tutturmakta kullanılan, iki ucu sivri, U biçiminde özel çivi

---

çatal don

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paçaları diz üstünde kalan don

---

çatal flama

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Uçkurluğun karşı kenarı çatal olarak yapılan işaret flaması

---

çatal görmek

Anlamı:

1. net görememek, bir şeyi iki görmek

---

çatal iğne

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki veya üç çengeli olan olta iğnesi

---

çatal kaldıraç

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önünde uzanan iki kolla özel hazırlanmış paletli yükleri kaldırıp taşıyan veya istif eden motorlu araç

---

çatal kargı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büyük balıkları zıpkınlayarak avlamakta kullanılan üç dişli, sivri uçlu araç, çatal zıpkın

---

çatal kazık

Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Sonuçta ne olacağı belirsiz, karışık, karanlık ve şüpheli durum

2. Tutumu farklı olduğu için işin yürümesine engel olan yetkili kimse

---