92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Boğumlanma yeri ağız olan ve ciğerlerden gelen havanın geniz yoluna kaymadan ağız boşluğundan geçmesi ile oluşan ünlü, ağızsıl ünlü
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Boğumlanma yeri ağız olan ve ciğerlerden gelen havanın geniz yoluna kaymadan ağız boşluğundan geçmesi ile oluşan ünsüz
1. b, c, ç, d, f, g, ğ, j, k, l, r, s, ş.
1. b, c, ç, d, f, g, ğ, j, k, l, r, s, ş.
1. birini kandırmak, yanıltmak amacıyla duygularını, düşüncelerini olduğundan başka türlü gösterecek bir biçimde konuşmak
1. Kaçacağım, tövbeler olsun, bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı.
1. Kaçacağım, tövbeler olsun, bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı.
1. `armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır` anlamında kullanılan bir söz
ağızdan ağıza, ağızdan dolma, ağızdan kapma
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sözlü olarak
2. Ağız yoluyla
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Sözlü bir biçimde
1. bir söz herkes arasında söylenilmek
1. Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.
1. Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.
1. `insanın kendi yararı her şeyden önemlidir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Namlusu ağzından doldurulan (top veya tüfek)
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak edinilen (bilgi)
1. Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir.
1. Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir.
1. -i , -i , denizcilik , denizcilik , -i , -i , denizcilik , denizcilik , Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak
2. teknik , teknik , teknik , teknik , Bir parçayı yuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzını ayarlamak
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir işi kolaylamak
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , anatomi , anatomi , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , anatomi , anatomi , İki kan damarı birbiri içine açılmak
açık ağızlı, ayran ağızlı, çanak ağızlı, gevşek ağızlı, kalabalık ağızlı, kara ağızlı, karı ağızlı, karısı ağızlı, sıkı ağızlı, susak ağızlı, şom ağızlı, yayık ağızlı, yumuşak ağızlı, yuvarlak ağızlılar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ağzı herhangi bir biçimde olan
1. Koşa badem sığmayan dar ağızlım.
1. Koşa badem sığmayan dar ağızlım.
anahtar ağızlığı, sigara ağızlığı
1. isim , isim , isim , isim , Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç
1. Kiraz, bilir miydi ki günün birinde tütün diye bir ot çıkacak ve insanlar bunu içmek için dallarını kesip kesip ağızlık yapacak?
1. Kiraz, bilir miydi ki günün birinde tütün diye bir ot çıkacak ve insanlar bunu içmek için dallarını kesip kesip ağızlık yapacak?
2. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer
3. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes
4. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm
5. Kuyu bileziği
6. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç
7. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılan kapak
8. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer
9. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyin başladığı yer
10. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Huni
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Topları ateşlemek için falyaya konulan ve barutun patlamasına sebep olan madde
Telaffuz : ağı'zotu
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ağız ünlüsü