92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Koşturmak
1. Atını çaparak gitti.
1. Atını çaparak gitti.
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Akın etmek, koşmak
1. Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm.
1. Yağı basar, uğru çapar, tek başıma barınamam, ölürüm.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Girift
1. Çapraşık akıntılar birden düz yön aldı.
1. Çapraşık akıntılar birden düz yön aldı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlaşılması, çözülmesi veya içinden çıkılması güç, karışık, muğlak
1. Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu.
1. Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karışık, çapraşık, çözülmez duruma gelmek
2. İki şey birbiriyle çapraz olarak kesişmek
1. Döne döne çapraşan su yolları gibi ucu.
1. Döne döne çapraşan su yolları gibi ucu.
çapraz ateş, çapraz kafiye, çapraz kur, çaprazölçer, çapraz sorgu, çapraz sorgulama, göğüs çaprazı, testere çaprazı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eğik olarak birbiriyle kesişen
2. İki taraflı, karşılıklı
1. Çapraz ateş.
1. Çapraz ateş.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Eğik bir biçimde
1. Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı.
1. Boynuna çapraz astığı tüfeğini yokladı.
4. isim , isim , isim , isim , Karşı tarafın yanı
1. Oturuşunu değiştirdi, çaprazındaki masayı değil de hemen sağındakini görecek şekilde yan döndü.
1. Oturuşunu değiştirdi, çaprazındaki masayı değil de hemen sağındakini görecek şekilde yan döndü.
5. isim , isim , isim , isim , Bir tür olta iğnesi
6. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kopça, düğme
7. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu
Lisan : Farsça çep + rāst
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Dörtlüklerde birinci ile üçüncü, ikinci ile dördüncü dizelerin birbiriyle kafiyeli olduğu düzen
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , İki ülke parası arasında üçüncü bir ülkenin parasıyla belirlenen kambiyo sürüm değeri
1. isim , isim , isim , isim , Ceza yargılamasında cumhuriyet savcısının, müdafi veya vekil sıfatlı avukatın, sanığa, katılana, tanığa, bilirkişiye ve duruşmaya çağrılmış kişilere, hâkim önünde, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilmesi biçimindeki sorgulama tekniği, çapraz sorgulama
1. karşı yönlerden kuşatmak
1. Mitralyözler onu çapraza almış, kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı.
1. Mitralyözler onu çapraza almış, kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , herhangi bir konuda çeşitli yönlerden sıkıştırmak
1. spor , spor , spor , spor , çapraza alınan hasmı geriye doğru hızla sürmek
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çapraz olarak, makaslama, çaprazlamasına, çaprazvari
1. Cesedi çukura yerleştirip üzerini tahtalarla çaprazlama örttüler.
1. Cesedi çukura yerleştirip üzerini tahtalarla çaprazlama örttüler.
2. isim , isim , isim , isim , Testerenin keserken sıkışmaması için dişlerini belli ölçülere göre sağa sola bükme
1. -i , -i , -i , -i , Çapraz duruma getirmek
1. Tüfeği bıraktım, kollarımı göğsüme çaprazladım.
1. Tüfeği bıraktım, kollarımı göğsüme çaprazladım.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İçinden çıkılamamak, ne yapılacağı bilinememek
1. İş çaprazlaştı.
1. İş çaprazlaştı.
1. -i , -i , -i , -i , Çaprazlaşmasına yol açmak
1. Ön kısımlarını nasıl yaptıysa kibrit çöplerini çaprazlaştırarak daha ince buklelerle sardı.
1. Ön kısımlarını nasıl yaptıysa kibrit çöplerini çaprazlaştırarak daha ince buklelerle sardı.