Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çangıl çungul
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çangır çungur


çangır çungur
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Düşme veya birbirine çarpma sırasında kaba ve zevksiz ses çıkararak, çangıl çungul


çangırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çangırdamak işi


çangırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşerek veya birbirine çarparak gürültü çıkarmak


çangırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çangırdama sesi


canhıraş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yürek paralayan, iç tırmalayan

Örnek:

1. Canhıraş bir feryat koparır koparmaz ipek gömlekle odaya kendimi atmışım.

1. Canhıraş bir feryat koparır koparmaz ipek gömlekle odaya kendimi atmışım.


Lisan : Farsça cānḫirāş

cani
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı

Örnek:

1. Bugün medeniyet ve insaniyetin düşmanları olan canileri, sabıkalıları o arıyor, o takip ediyor, o buluyor.

1. Bugün medeniyet ve insaniyetin düşmanları olan canileri, sabıkalıları o arıyor, o takip ediyor, o buluyor.

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Acımasız, gaddar


Lisan : Arapça cānī

Telaffuz : ca:ni:

canı acımak
Anlamı:

1. çarpma, vurma vb. sonucu acı duymak

Örnek:

1. Şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu.

1. Şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu.

2. üzülmek, rahatsız olmak


canı ağzına (veya boğazına) gelmek
Anlamı:

1. büyük bir tehlike karşısında ölecekmiş gibi bir korkuya kapılmak

Örnek:

1. Bunlardan biri elimden kayarak ayağım üstüne şiddetle düşüverdi, az kalsın canım ağzıma gelecekti.

1. Bunlardan biri elimden kayarak ayağım üstüne şiddetle düşüverdi, az kalsın canım ağzıma gelecekti.

2. aşırı duygulanmak, çok heyecanlanmak

Örnek:

1. Bitip tükenmek bilmeyen bir tablo gibi serilip giden lale tarlası renkten renge geçtikçe herkesin canı ağzına geliyor.

1. Bitip tükenmek bilmeyen bir tablo gibi serilip giden lale tarlası renkten renge geçtikçe herkesin canı ağzına geliyor.


canı bayılmak
Anlamı:

1. iç geçmek, takatsizlik göstermek


canı burnuna (veya burnundan) gelmek
Anlamı:

1. bir şey yaparken çok zorluk çekmek


canı burnunda
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok yorgun ve bezgin


canı burnundan çıkmak
Anlamı:

1. çok kızgın olmak, öfkelenmek

Örnek:

1. Öte yandan Osman da canı burnundan çıkarak 'karışma, hırsını alsın, anne!' der.

1. Öte yandan Osman da canı burnundan çıkarak 'karışma, hırsını alsın, anne!' der.


canı cana ölçmek
Anlamı:

1. başkasına yapılacak şeyi kendisine yapılacak gibi düşünmek

Örnek:

1. Canı cana ölç. Allah esirgesin bize birisi böyle bir şey yapsa Allah razı olsun der miyiz?

1. Canı cana ölç. Allah esirgesin bize birisi böyle bir şey yapsa Allah razı olsun der miyiz?


canı canına (veya içine) sığmamak
Anlamı:

1. sabırsızlık göstermek, tahammül etmemek


canı cebinde
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Zayıf ahlaklı (kimse)


canı cehenneme
Anlamı:

1. sevilmeyen bir kimse için duyulan öfke ve nefreti bildiren bir söz


canı çekilmek
Anlamı:

1. vücudun herhangi bir organının canlılığı azalır gibi olmak

2. içi ezilmek


canı çekmek
Anlamı:

1. bir şeyi istemek, istek duymak, arzulamak

Örnek:

1. Yufka, dedim de canım bir ıspanaklı börek çekti ki.

1. Yufka, dedim de canım bir ıspanaklı börek çekti ki.


canı çıkasıca
Anlamı:

1. `büyük zarara veya kötülüğe uğrasın, perişan olsun, ölsün` anlamında kullanılan bir ilenme sözü


canı çıkmak
Anlamı:

1. çok yorulmak veya çok zorluk çekmek

Örnek:

1. Çalışmaktan canım çıktı.

1. Çalışmaktan canım çıktı.

2. ölmek

Örnek:

1. Herifin burnunu sıksan canı çıkacak.

1. Herifin burnunu sıksan canı çıkacak.

3. çok yıpranmak

Örnek:

1. Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı.

1. Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı.

4. zarar etmek

Örnek:

1. Kazandığımız paranın aslan payını gidip ona toka etmekle canımız çıkıyor.

1. Kazandığımız paranın aslan payını gidip ona toka etmekle canımız çıkıyor.


canı çıksın!
Anlamı:

1. `ölsün, gebersin!` anlamında kullanılan bir ilenme sözü


canı gelip gitmek
Anlamı:

1. ayılıp bayılmak

2. ümit ve ümitsizlik arasında kalıp heyecanlanmak


canı gelmek
Anlamı:

1. yeniden canlanmak, canı yerine gelmek


canı gibi sevmek
Anlamı:

1. çok güçlü bir sevgiyle bağlanmak

Örnek:

1. Amcasının sırtını, canı gibi sevdiği sekiz yaşındaki Serdar'ı nasıl okşarsa öyle sıvazlıyor.

1. Amcasının sırtını, canı gibi sevdiği sekiz yaşındaki Serdar'ı nasıl okşarsa öyle sıvazlıyor.