Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bütçe yılı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir bütçenin uygulanmaya başladığı günden ertesi yıl aynı güne kadar geçen süre


bütçeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bütçelemek işi


bütçelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bütçe yapmak veya hazırlamak


büten
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Olefin grubundan C4H8 formülünde iki hidrokarbonun adı


Lisan : Fransızca butène

bütey
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bütünler açı


butik

İlgili Kelimeler:

butik otel

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giyim ve süs eşyası satılan dükkân


Lisan : Fransızca boutique

butik otel
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Seçkin müşterileri için kendilerini evlerinde hissedebilecekleri konforu sağlayan, oda sayısı az, şık bir otel türü


butikçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Butik işleten kimse


butikçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Butikçinin yaptığı iş


butlan
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Batıl olma durumu

2. Geçersizlik, hükümsüzlük

3. Yanlışlık, haksızlık


Lisan : Arapça buṭlān

Telaffuz : butla:nı

butlu

İlgili Kelimeler:

etli butlu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budu olan


buton
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı aletleri çalıştırmaya yarayan düğme

Örnek:

1. Gözlerimle aradım, zil butonuna benzer bir şey de göremedim.

1. Gözlerimle aradım, zil butonuna benzer bir şey de göremedim.


Lisan : Fransızca bouton

butonlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Butonu olan


butonsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Butonu olmayan


butsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budu olmayan


bütün

İlgili Kelimeler:

bütün bütün, bütün bütüne, bütün çıplaklığıyla, başı bütün, dini bütün, kuruluşlar bütünü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eksiksiz, tam

Örnek:

1. Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek.

1. Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek.

2. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi

Örnek:

1. Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu.

1. Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu.

3. Bozuk olmayan (para)

Örnek:

1. Bütün para.

1. Bütün para.

4. Parçalanmamış

5. isim , isim , isim , isim , Birlik, tamlık

Örnek:

1. Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder.

1. Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder.


bütün bütün
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Büsbütün, tamamıyla

Örnek:

1. Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün.

1. Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün.


bütün bütüne
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bütün olarak, tamamıyla

Örnek:

1. Gönlümü yararak bütün bütüne / Benzedim sararmış yaban gülüne

1. Gönlümü yararak bütün bütüne / Benzedim sararmış yaban gülüne


bütün çıplaklığıyla
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Hiçbir şey saklamaksızın, olduğu gibi

Örnek:

1. Meseleyi bütün çıplaklığıyla anlattım.

1. Meseleyi bütün çıplaklığıyla anlattım.


bütüncü ekonomi
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Belli bir dönemdeki ekonomik etkinlik düzeyini belirleyen ve ekonomik büyüklükler arasındaki ilişkileri açıklayan ekonomi dalı, makroekonomi


bütüncül
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Totaliter


bütüncüllük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Totaliterlik


bütünleme

İlgili Kelimeler:

bütünleme sınavı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tamamlama, tam duruma getirme, ikmal

2. eğitim bilimi , eğitim bilimi , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Bütünleme sınavı


bütünleme sınavı
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Okullarda başarısız olan öğrenciler için yapılan ek sınav, bütünleme, ikmal imtihanı


bütünlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Eksiksiz duruma getirmek, tamamlamak

2. Ufak, bozuk paraları büyük para durumuna getirmek