buruşuvermek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak buruşmak

Telaffuz : buruşu'vermek

bürüyebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bürüyebilmek işi

bürüyebilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bürüme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Bürümeye gücü yetmek

bürüyüş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bürüme işi

büryan

İlgili Kelimeler:

büryan pilavı, büryan yağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tandırda susuz pişirilen kebap

Lisan : Farsça biryān

büryan pilavı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemiksiz koyun eti, pirinç, soğan, domates, baharat ve yağ karışımıyla fırında pişirilen bir pilav türü

büryan yağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tandırda susuz pişirilerek yapılan kebaptan çıkan yağ

büryancı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büryan yapan veya satan kimse

büryancılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büryancının yaptığı iş

busbulanık

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok bulanık

Telaffuz : bu'sbulanık

büsbütün

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İyiden iyiye, iyice, tamamen, tamamıyla, temelli

Örnek:

1. Çarçabuk ve büsbütün inanmak istiyorum aklımın haklılığına.

1. Çarçabuk ve büsbütün inanmak istiyorum aklımın haklılığına.

Telaffuz : bü'sbütün

buse

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Öpücük

Örnek:

1. Bir buseye can verdiğin zamanlarda benim gibi / Sevdiğine sahip olan bahtiyarı düşündün mü?

1. Bir buseye can verdiğin zamanlarda benim gibi / Sevdiğine sahip olan bahtiyarı düşündün mü?

Lisan : Farsça būse

Telaffuz : bu:se

buselik

İlgili Kelimeler:

buselikaşiran, acembuselik, arazbarbuselik, bayatibuselik, gerdaniyebuselik, hisarbuselik, mahurbuselik, muhayyerbuselik, nevabuselik, sababuselik, sultanibuselik, şehnazbuselik, tahirbuselik

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde on üç basit makamdan biri

Lisan : Farsça bū-selīk

Telaffuz : bu:selik

buselikaşiran

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde birleşik bir makam

Lisan : Farsça bū-selīk + ʿaşīrān

Telaffuz : bu:selikaşi:ra:nı

buşon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şişeyi kapatmaya yarayan tapa

Lisan : Fransızca bouchon

büst

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vücudun, omuzlarla birlikte göğüsten yukarı bölümü

Örnek:

1. Vücudundaki oransızlık nereden geliyor, büstü bacaklarından daha mı uzun?

1. Vücudundaki oransızlık nereden geliyor, büstü bacaklarından daha mı uzun?

2. Heykelcilikte başı, göğsü, bazen de omuzları içine alan sanat ürünü

Örnek:

1. Atatürk büstü.

1. Atatürk büstü.

Lisan : Fransızca buste

büstiyer

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayanların ceket vb. kıyafetlerinin içinde kullanılan çarpıcı, göz alıcı, işlemeli kumaştan yapılmış askılı veya askısız üstlük

Lisan : Fransızca bustier

but

İlgili Kelimeler:

kaba but, kadınbudu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü

2. Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü

butafor

Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Oyun için gerekli sahne eşyası

butaforcu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyun için gerekli sahne eşyasını yapan uzman

butaforculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Butaforcunun yaptığı iş

bütan

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Metal bidonlar içinde az bir basınç altında sıvılaşan, yakıt olarak yararlanılan HC formülündeki hidrokarbür gazı

Lisan : Fransızca butane

bütçe

İlgili Kelimeler:

bütçe açığı, bütçe dengesi, bütçe yılı, destekli bütçe, ek bütçe, genel bütçe, idari bütçe, katma bütçe, konsolide bütçe, mülhak bütçe, aile bütçesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü

Örnek:

1. Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı.

1. Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı.

2. Devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar

Lisan : Fransızca budget

bütçe açığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bütçede belirlenen giderlerin gelirlerden çok olması durumu

bütçe dengesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelirin gidere eşit olma durumu

2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Devletin bütün gelir toplamının gider toplamına eşit olma durumu