bütün


İlgili Kelimeler:

bütün bütün, bütün bütüne, bütün çıplaklığıyla, başı bütün, dini bütün, kuruluşlar bütünü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eksiksiz, tam

Örnek:

1. Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek.

1. Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek.

2. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi

Örnek:

1. Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu.

1. Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu.

3. Bozuk olmayan (para)

Örnek:

1. Bütün para.

1. Bütün para.

4. Parçalanmamış

5. isim , isim , isim , isim , Birlik, tamlık

Örnek:

1. Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder.

1. Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder.