Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bulgurluk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bulgur yapmaya elverişli

Örnek:

1. Bulgurluk buğday.

1. Bulgurluk buğday.


bulgursu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bulguru andıran, bulgura benzeyen, bulgur gibi, bulgurumsu


bulgurumsu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bulgursu


bulgusal

İlgili Kelimeler:

bulgusal yöntem

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bulguyla ilgili, bulguya ait


bulgusal yöntem
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Öğretilmek istenen şeyi, öğrencilerin kendilerinin bulmasını sağlayan öğretim yöntemi


bulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulmak işi

Örnek:

1. Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor.

1. Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor.


bulmaca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli biçimlerde düzenlenen ve düşündürerek, aratarak buldurmayı amaç edinen oyun

Örnek:

1. Ulus gazetesinde Fikret Adil çapraz sözcük bulmacaları düzenliyor.

1. Ulus gazetesinde Fikret Adil çapraz sözcük bulmacaları düzenliyor.


bulmak fiil

İlgili Kelimeler:

bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak

Örnek:

1. Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor.

1. Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor.

2. Bir şeyi elde etmek

3. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek

Örnek:

1. Paramı buldum.

1. Paramı buldum.

4. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek

Örnek:

1. Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum.

1. Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum.

5. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek

6. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak

Örnek:

1. Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım.

1. Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım.

7. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak

Örnek:

1. Böylece yılın ortasını bulduk.

1. Böylece yılın ortasını bulduk.

8. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak

Örnek:

1. Ben de bunu akıllıca buldum.

1. Ben de bunu akıllıca buldum.

9. Seçmek

Örnek:

1. Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor.

1. Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor.

10. Sağlamak, temin etmek

Örnek:

1. Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim.

1. Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim.

11. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Cezaya uğramak

Örnek:

1. Eden bulur.

1. Eden bulur.

12. Hatırlamak

Örnek:

1. Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?

1. Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?


bultak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ile üç yaş grubu için oluşturulmuş, üzerinde çeşitli biçimlerin ve uygun parçalarının bulunduğu zekâ oyunu


bülten

İlgili Kelimeler:

kırmızı bülten, arama bülteni, haber bülteni

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru

2. Dergi


Lisan : Fransızca bulletin

bulucu

İlgili Kelimeler:

ara bulucu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kâşif

2. Dedektör


buluculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulucu olma durumu


büluğ

İlgili Kelimeler:

büluğ çağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ergenleşme


Lisan : Arapça bulūġ

Telaffuz : l ince okunur

büluğ çağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ergenlik çağı

Örnek:

1. Henüz büluğ çağındaki oğlanla ne olmuşsa olmuş.

1. Henüz büluğ çağındaki oğlanla ne olmuşsa olmuş.


büluğa ermek
Anlamı:

1. ergenleşmek


bulunabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulunabilmek işi


bulunabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bulunma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Ben size ne cesaret verdim ki bana böyle bir teklifte bulunabiliyorsunuz?

1. Ben size ne cesaret verdim ki bana böyle bir teklifte bulunabiliyorsunuz?


bulunak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Adres


bulundurabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulundurabilmek işi


bulundurabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bulundurma ihtimali veya imkânı bulunmak


bulundurma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulundurmak işi


bulundurmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Var olmasını, hazır bulunmasını sağlamak

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eksik etmemek

Örnek:

1. Her milletten alıcı için her şey bulundururlar orada.

1. Her milletten alıcı için her şey bulundururlar orada.


bulundurulabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulundurulabilmek işi


bulundurulabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bulundurulma ihtimali veya imkânı bulunmak


bulundurulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulundurulmak işi