92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bozgunluk yaratan (kimse, güç vb.)
1. Adamların kendilerini birer hafiye, birer bozguncu ve baltalayıcı gibi yetiştirmekten başka dertleri yok.
1. Adamların kendilerini birer hafiye, birer bozguncu ve baltalayıcı gibi yetiştirmekten başka dertleri yok.
1. isim , isim , isim , isim , Bozguncu olma durumu
1. Bizim orada, her bozgunculuk onların başının altındadır.
1. Bizim orada, her bozgunculuk onların başının altındadır.
bozkır kedisi, bozkır koyunu, bozkır tavuğu, kutup bozkırı
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan, step
1. Köyün etrafı çıplak, ümitsizlik verici tepelerle ve bozkırla çevrilidir.
1. Köyün etrafı çıplak, ümitsizlik verici tepelerle ve bozkırla çevrilidir.
1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : bo'zkır
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Genellikle bozkırlarda yaşayan yabani kedi (Otocolobus manul)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çift parmaklılar takımının boynuzlugiller familyasından, Tibet'ten Asya'ya yayılmış bir tür memeli, Asya koyunu (Ovis vignei)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bağırtlak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bozkıra ait, bozkıra ilişkin
2. Anadolu'nun verimli olmayan bölgesine ait olan (kimse)
1. Bozkırlı bir çocuğum. On sekizime varmadan kalkıp İstanbul'umuza iniş yapmışım.
1. Bozkırlı bir çocuğum. On sekizime varmadan kalkıp İstanbul'umuza iniş yapmışım.
1. isim , isim , isim , isim , Denizli iline bağlı ilçelerden biri
2. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : bo'zkurdu
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Orta ve Güney Anadolu'nun birçok bölgesinde bir türkü ezgisi
2. Bu ezgiyle söylenen, konusu acıklı türkü
1. Afşar bozlağı.
1. Afşar bozlağı.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Deve bağırmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çığlık koparmak
esastan bozma, gemi bozma, onluk bozma, usulden bozma
1. isim , isim , isim , isim , Bozmak işi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biçimi ve kullanılışı değiştirilmiş
1. Büyükçe bir ahırdan bozma sinema salonu hâlâ gübre kokuyordu.
1. Büyükçe bir ahırdan bozma sinema salonu hâlâ gübre kokuyordu.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Eski şeyleri alıp bozarak parça parça satan kimse
yapboz, yazboz, abdestbozan, abdestbozan otu, alaybozan, arabozan, mayabozan, namazbozan, ordubozan, oyunbozan
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek
1. Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor.
1. Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor.
2. Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak
3. Dokunmak, zarar vermek
1. Bu yemek midemi bozdu.
1. Bu yemek midemi bozdu.
4. Geçersiz bir duruma getirmek
1. Eğer nişanını bozduysa yazıklar olsun.
1. Eğer nişanını bozduysa yazıklar olsun.
5. Büyük parayı küçük birimlere ayırmak
1. Bir milyon lira bozar mısın?
1. Bir milyon lira bozar mısın?
6. Bozguna uğratmak, yenmek, mağlup etmek
1. Düşman ordusunu bozmak.
1. Düşman ordusunu bozmak.
7. Altını paraya çevirmek, bozdurmak
8. Yabancı ülke parasını Türk parasına çevirmek
9. Bağ veya bostanın son ürününü toplamak
1. Bostanı bozduk.
1. Bostanı bozduk.
10. Kızlığına zarar vermek
11. Biçimini ve kullanılışını değiştirmek
1. Eskileri bozuyor; beni, çocuğu giydiriyor.
1. Eskileri bozuyor; beni, çocuğu giydiriyor.
12. Bırakmak, dağıtmak
1. Tam biraz rahat edeceğim, işimi bozuyorsun.
1. Tam biraz rahat edeceğim, işimi bozuyorsun.
13. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmek
1. Adamcağızı fena bozdunuz.
1. Adamcağızı fena bozdunuz.
14. -le , -le , mecaz , mecaz , -le , -le , mecaz , mecaz , Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak
1. Adamcağız politika ile bozmuş.
1. Adamcağız politika ile bozmuş.
15. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü duruma getirmek
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tatlı sularda bulunan bir tür ördek
Telaffuz : bo'zördek
1. isim , isim , isim , isim , Şanlıurfa iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : bo'zova
1. isim , isim , isim , isim , Kırşehir iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : bo'ztepe
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Enerji sisteminde aniden ortaya çıkan, üretim kaybından, yük kesintisinden veya tesis, kablo, hat arızasından kaynaklanan belirgin değişiklik