Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
boyutlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boyutlanma işi


boyutlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boyutlanmak işi


boyutlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boyut kazanmak


boyutlu

İlgili Kelimeler:

üç boyutlu film

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boyutu olan

Örnek:

1. Onu bütün öbür yazarlara kıyasla bunca derin boyutlu yapan, ne kültürü ne de bilgisi idi.

1. Onu bütün öbür yazarlara kıyasla bunca derin boyutlu yapan, ne kültürü ne de bilgisi idi.


boyutluluk

İlgili Kelimeler:

üç boyutluluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boyutlu olma durumu


boyutsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boyutu olamayan

Örnek:

1. Zaman hep biraz kadehlerin arkasında ve boyutsuzdur.

1. Zaman hep biraz kadehlerin arkasında ve boyutsuzdur.


boyutsuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boyutsuz olma durumu


boz

İlgili Kelimeler:

bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde_icerik, bozördek, boz yel, bozyürük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık toprak rengi

2. Kül rengi, gri

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renklerde olan

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Açılmamış, sürülmemiş (toprak)


boz bulanık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok bulanık

Örnek:

1. İleride, harap bir evin önünde, çemberimsi bir çukurun içinde, boz bulanık bir çamur gölü oluşmuştu.

1. İleride, harap bir evin önünde, çemberimsi bir çukurun içinde, boz bulanık bir çamur gölü oluşmuştu.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok bulanık bir biçimde


boz madde
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Sinir hücrelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka


boz yel
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Lodos


boza

İlgili Kelimeler:

bozahane

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek


boza gibi
Anlamı:

1. koyu ve bulanık (sıvılar)


boza olmak
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , utanmak, bozum olmak


bozabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bozabilmek işi


bozabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bozma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir.

1. Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir.

2. Bozmaya gücü yetmek


bozacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boza yapan veya satan kimse


bozacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bozacının yaptığı iş


bozacının şahidi şıracı
Anlamı:

1. `aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanlar birbirlerini korurlar, kollarlar` anlamında kullanılan bir söz


bozahane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Boza yapılan yer


Lisan : Türkçe boza + Farsça ḫāne

Telaffuz : boza'ha:ne

bozalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde boza bulunan veya boza dağıtmaya yarayan özel kap

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boza yapmada kullanılan

Örnek:

1. Bozalık buğday.

1. Bozalık buğday.


bozarabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bozarabilmek işi


bozarabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bozarma ihtimali bulunmak


bozarık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bozarmış olan


bozarış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bozarma işi