92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Kuş yuvası biçimi verilmiş milföy hamurunun içine kıyma, patates, peynir vb. malzemeler konulduktan sonra üzerine pudra şekeri veya tahin dökülerek hazırlanan bir börek türü
1. `daha evlenecek yaşta değil` anlamında kullanılan bir söz
Ön Takı : (kızın)
1. kendi boyu kadar
1. Boyu beraber çocuğu var.
1. Boyu beraber çocuğu var.
1. `ölsün` anlamında kullanılan bir ilenme sözü
1. İlahi, boyun bosun devrilsin.
1. İlahi, boyun bosun devrilsin.
1. vücudu düzgün ve uyumlu
1. Boyu bosu yerinde, güzel bir kadın.
1. Boyu bosu yerinde, güzel bir kadın.
1. `karı koca veya arkadaşlar arasında her bakımdan uygunluk olması gerekir` anlamında kullanılan bir söz
1. `bir kimse, beden yapısı, zenginlik vb. konularda kendisine uyanı bulabilir ama huyu kendisine uyan bir kimseyi kolay kolay bulamaz` anlamında kullanılan bir söz
boyun bağı, boyun borcu, boynu bükük, boynueğri, boynu eğri, basınç boynu, deveboynu, güvercinboynu
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi
1. Ellerini bu defa boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi.
1. Ellerini bu defa boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi.
2. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım
3. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer
1. acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak
1. Âşıkın olmaz mı çile çekmesi / Çilenin olmaz mı boyun bükmesi
1. Âşıkın olmaz mı çile çekmesi / Çilenin olmaz mı boyun bükmesi
2. bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek
1. Şoför yine boynunu büktü, 'O yürüyemezse, ben de yürüyemem ne yapayım?' der gibi yüzüme baktı.
1. Şoför yine boynunu büktü, 'O yürüyemezse, ben de yürüyemem ne yapayım?' der gibi yüzüme baktı.
3. bitki canlılığını yitirmek
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan uzun, enlice kumaş parçası, kravat
1. Arkadaşım boyun bağı ve yakasını çözdü, göğsünü açtı.
1. Arkadaşım boyun bağı ve yakasını çözdü, göğsünü açtı.
1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , `gereği olmayan o işi yapmakla sanki yükseldin` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yapılması gereken ödev, vecibe
1. Mademki göndermişler, onlardan kısaca da olsa söz açmak boynumuzun borcu oldu.
1. Mademki göndermişler, onlardan kısaca da olsa söz açmak boynumuzun borcu oldu.
1. isteyerek veya istemeyerek uymak, katlanmak
1. Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun
1. Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun
1. selam vermek için başını eğmek
1. Eli göğsünde, boyun keserek dervişçe bir selamla alçak bir sedirin ucuna ilişti.
1. Eli göğsünde, boyun keserek dervişçe bir selamla alçak bir sedirin ucuna ilişti.
1. saygı duyulan bir kimse karşısında ses çıkarmamak
1. Hürrem Hakkı, Ferhunde'nin önünde boyun kırdı.
1. Hürrem Hakkı, Ferhunde'nin önünde boyun kırdı.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uzunlamasına
1. Hızlı adımlarla caddeyi boyuna yürüyorlar.
1. Hızlı adımlarla caddeyi boyuna yürüyorlar.
2. Ara vermeden, durmaksızın
1. Doktor Haldun lakırtıya ondan evvel yakalanmış, boyuna anlatıyordu.
1. Doktor Haldun lakırtıya ondan evvel yakalanmış, boyuna anlatıyordu.
1. `fiziki yapısının gereğince gelişmemiş olmasını göz önünde bulundurmadan` anlamında kullanılan bir söz
boylu boyunca, ömür boyunca
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Boyu veya uzunluğu kadar
1. Zaten yol boyunca hem lezzetli hem de buzdolabına taş çıkartacak sulardan geçeceğiz.
1. Zaten yol boyunca hem lezzetli hem de buzdolabına taş çıkartacak sulardan geçeceğiz.
2. Süresince
1. Bu üç gün boyunca onu kaybetmekten öyle korkmuştu ki bir daha bu eve kız mız sokmamaya karar vermişti.
1. Bu üç gün boyunca onu kaybetmekten öyle korkmuştu ki bir daha bu eve kız mız sokmamaya karar vermişti.
Telaffuz : boyu'nca