Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
boykotçu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boykot yapan veya boykota katılan kimse


boykotçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boykotçu olma durumu


boylam

İlgili Kelimeler:

boylam ölçeği, boylam yıldızı, gök boylamı

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yeryüzündeki herhangi bir noktanın meridyen çemberiyle başlangıç olarak alınan Greenwich gözlemevinin meridyen çemberi arasındaki açı değeri, tul, tul derecesi, meridyen


boylam ölçeği
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Deniz haritalarında boylamı bulmak için belirtilen ölçek


boylam yıldızı
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Boylamın bulunmasında kullanılan, konumu tam olarak belirlenmiş yıldız


boylama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylamak işi


boylamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak

Örnek:

1. İkiniz de hapsi boylarsınız.

1. İkiniz de hapsi boylarsınız.

2. Düşmek

Örnek:

1. Ayağı kaydı, yeri boyladı.

1. Ayağı kaydı, yeri boyladı.

3. Yükselmek, çıkmak

Örnek:

1. Fakat o doludizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu.

1. Fakat o doludizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu.

4. Boy ve hacmine göre ayırmak


boylamasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Boyu doğrultusunda


boylanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylanabilmek işi


boylanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boylanma ihtimali veya imkânı bulunmak


boylanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylanma işi


boylanıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylanıvermek işi


boylanıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak boylanmak


Telaffuz : boylanı'vermek

boylanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylanmak işi


boylanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boyu uzamak


boylatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylatmak işi


boylatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Boylama işini yaptırmak


boylayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boylayabilmek işi


boylayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Boylama ihtimali veya imkânı bulunmak


böyle

İlgili Kelimeler:

böyle böyle, bundan böyle, şöyle böyle

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bunun gibi, buna benzer

Örnek:

1. Böyle bir teklifi kabul edeceğini sanmıyorum.

1. Böyle bir teklifi kabul edeceğini sanmıyorum.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bu yolda, bu biçimde, hakeza

Örnek:

1. Böyle acıklı şeyleri ne diye yazıyorum bilmem ki?

1. Böyle acıklı şeyleri ne diye yazıyorum bilmem ki?

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Bu derece

Örnek:

1. Böyle bir sevmek görülmemiştir.

1. Böyle bir sevmek görülmemiştir.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , İçinde `ne, nasıl` vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz

Örnek:

1. Maşallah, dedi, nereden teşrif böyle?

1. Maşallah, dedi, nereden teşrif böyle?


böyle başa, böyle tıraş
Anlamı:

1. `kişi nasıl birisiyse ona uygun biçimde davranılır` anlamında kullanılan bir söz


böyle böyle
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bunun gibi, buna benzer

Örnek:

1. Yeniden böyle böyle birtakım inançlarla umutların peşine düştüler.

1. Yeniden böyle böyle birtakım inançlarla umutların peşine düştüler.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Tekrara düşmeden, bilindiği üzere


böyle gelmiş böyle gider
Anlamı:

1. `her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak` anlamında kullanılan bir söz


böylece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tam böyle, bu biçimde

Örnek:

1. Kadın, böylece ona bir teyze yakınlığı göstermişti.

1. Kadın, böylece ona bir teyze yakınlığı göstermişti.

2. En sonunda, böylelikle

Örnek:

1. Böylece şiiri anlamak için evvel onu ayırt etmesini bilmelidir.

1. Böylece şiiri anlamak için evvel onu ayırt etmesini bilmelidir.


Telaffuz : böyle'ce

böylecene
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Böylece


Telaffuz : böyle'cene