boylamak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak

Örnek:

1. İkiniz de hapsi boylarsınız.

1. İkiniz de hapsi boylarsınız.

2. Düşmek

Örnek:

1. Ayağı kaydı, yeri boyladı.

1. Ayağı kaydı, yeri boyladı.

3. Yükselmek, çıkmak

Örnek:

1. Fakat o doludizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu.

1. Fakat o doludizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu.

4. Boy ve hacmine göre ayırmak