Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
boşlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boş bir duruma gelmek


boşlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşlatmak işi


boşlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Boşlama işini yaptırmak


boşluk

İlgili Kelimeler:

boşluk tulumbası, başıboşluk, kafası boşluk, asansör boşluğu, göğüs boşluğu, hava boşluğu, karın boşluğu, merdiven boşluğu, orta kulak boşluğu, burun boşlukları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyuk, çukur, kapanmamış yer

2. Boş olan yer

Örnek:

1. Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı.

1. Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı.

3. Kesinti, kopukluk

4. Boş geçen süre

Örnek:

1. Bu boşluktan sıkılıyorum.

1. Bu boşluktan sıkılıyorum.

5. Eksiklik, yoksunluk duygusu

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Boş olma durumu

Örnek:

1. O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor.

1. O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor.


boşluk tulumbası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşaltaç


boşluklu serpme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zımpara üretiminde tanecikler arasında % 50 boşluk kalacak bir biçimde düzenlenen tane yapıştırma işlemi


Bosna Hersekli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bosna Hersek halkından veya bu halkın soyundan olan kimse


Özel: Evet

Boşnak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bosna halkından veya bu halkın soyundan olan kimse


Özel: Evet

Telaffuz : boşnağı

Boşnakça
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çoğunlukla Bosna-Hersek Cumhuriyeti'nde yaşayan Bosna Müslümanlarının kullandığı dil

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan


Özel: Evet

Boşnaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşnak olma durumu


Özel: Evet

boşta gezmek
Anlamı:

1. işsiz olmak

Örnek:

1. Huriye Hanım, kızının bu boşta gezer oğlana vardığı zaman ...

1. Huriye Hanım, kızının bu boşta gezer oğlana vardığı zaman ...


boşta kalmak
Anlamı:

1. işsiz kalmak


bostan

İlgili Kelimeler:

bostan bekçisi, bostan bozuntusu, bostan dolabı, bostan gölgeliği, bostan kebabı, bostan korkuluğu, bostan patlıcanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebze bahçesi

Örnek:

1. Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor.

1. Babası küçük bostanda yere eğilmiş, salatalıkları koparıyor.

2. Kavun, karpuz tarlası

3. Kavun ve karpuza verilen ortak ad


Lisan : Farsça būstān

bostan bekçisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bostanı koruyan ve kollayan kimse


bostan bozuntusu
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Korkak, yüreksiz, işe yaramaz adam


bostan dolabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebze bahçesini sulamak için bir at bağlanarak diklemesine dönen kovalarla kuyudan su çıkarmaya yarayan dolap


bostan gök iken pazarlık yapılmaz
Anlamı:

1. `ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı` anlamında kullanılan bir söz


bostan gölgeliği
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bağ ve bahçelerde gölgelenmek veya yağmurdan korunmak için yapılan, üstü örtülü, basit gölgelik

Örnek:

1. İşte bunda bir kurtyeniği var diye bu gece uyumamış, kuyu başındaki bostan gölgeliğinde beklemişti.

1. İşte bunda bir kurtyeniği var diye bu gece uyumamış, kuyu başındaki bostan gölgeliğinde beklemişti.


bostan kebabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuzu inciğinin patlıcan ve yeşilliklerle güveçte pişirilmesiyle yapılan kebap


bostan korkuluğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşları ürkütüp yaklaştırmamak için tarlaya dikilen kukla

Örnek:

1. Anadolu'nun her yerinden bostan korkuluklarının fotoğraflarını çekip göndersinler.

1. Anadolu'nun her yerinden bostan korkuluklarının fotoğraflarını çekip göndersinler.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendisinden beklenilen görevi yapmayan veya kendisinden çekinilmeyen güçsüz kimse

Örnek:

1. O, bekçi değil, bostan korkuluğu.

1. O, bekçi değil, bostan korkuluğu.


bostan patlıcanı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Az çekirdekli, iri ve yuvarlak bir tür patlıcan


bostana
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Domates, soğan, yeşil biber ve pul biberin nar ekşisi ve sirke ile karışımından yapılan sulu salata

Örnek:

1. Burada domates, biber, soğan. Şöyle ince ince doğrayıp yap bakalım bir bostana.

1. Burada domates, biber, soğan. Şöyle ince ince doğrayıp yap bakalım bir bostana.


bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz
Anlamı:

1. `çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse, yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar` anlamında kullanılan bir söz


bostancı

İlgili Kelimeler:

bostancı ocağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bostan işleriyle uğraşan kimse

2. tarih , tarih , tarih , tarih , Osmanlılarda sarayın korunmasına ve şehrin güvenliğine bakmakla görevli olan erlerden her biri


bostancı ocağı
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Bostancıların bağlı oldukları ocak