boşluk tulumbası, başıboşluk, kafası boşluk, asansör boşluğu, göğüs boşluğu, hava boşluğu, karın boşluğu, merdiven boşluğu, orta kulak boşluğu, burun boşlukları
1. isim , isim , isim , isim , Oyuk, çukur, kapanmamış yer
2. Boş olan yer
1. Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı.
1. Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı.
3. Kesinti, kopukluk
4. Boş geçen süre
1. Bu boşluktan sıkılıyorum.
1. Bu boşluktan sıkılıyorum.
5. Eksiklik, yoksunluk duygusu
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Boş olma durumu
1. O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor.
1. O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor.