Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
boş vermek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , aldırmamak

Örnek:

1. Aldırmayacaksın, boş vereceksin, güleceksin.

1. Aldırmayacaksın, boş vereceksin, güleceksin.


boş yere
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Boşuna

Örnek:

1. Hanım şairimiz kendini biraz boş yere üzüyordu.

1. Hanım şairimiz kendini biraz boş yere üzüyordu.


boş yerine vurmak
Anlamı:

1. böğürlerine vurmak


boşa almak
Anlamı:

1. askıya almak

2. motorlu araçlarda vites kolunu vitesten kurtarmak, rölantiye almak


boşa çıkarmak
Anlamı:

1. olumlu bir sonuç alınmasını engellemek

Örnek:

1. Çocuklar her atılımını boşa çıkarıyor, onunla alay ediyorlar.

1. Çocuklar her atılımını boşa çıkarıyor, onunla alay ediyorlar.


boşa çıkmak
Anlamı:

1. umut, düşünce vb. şeyler sonuç vermemek, gerçekleşmemek

Örnek:

1. Ümidim boşa çıkınca dizlerimin bağı çözülür.

1. Ümidim boşa çıkınca dizlerimin bağı çözülür.


boşa gitmek
Anlamı:

1. harcanan emek, para hiçbir işe yaramamak, olumlu bir sonuca ulaşamamak

Örnek:

1. Bir fikrin gerçekleştirilmesine yaramayan zaferler boşa gider.

1. Bir fikrin gerçekleştirilmesine yaramayan zaferler boşa gider.


boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz
Anlamı:

1. içinden çıkılamayan güç bir durum karşısında kalındığında söylenen bir söz


boşa vermek
Anlamı:

1. boş geçirmek


boşalabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşalabilmek işi


boşalabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boşalma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Boşalma gücü bulunmak


boşalım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşalma işi


boşalış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşalma işi


boşalıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşalıvermek işi


boşalıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya ansızın boşalmak

Örnek:

1. O benden çok dolmuş anlaşılan, taşıverdi, boşalıverdi.

1. O benden çok dolmuş anlaşılan, taşıverdi, boşalıverdi.


Telaffuz : boşalı'vermek

boşalma

İlgili Kelimeler:

erken boşalma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşalmak işi

Örnek:

1. Kadınların başlarında beyaz çatkılarla ilaç fabrikalarından sel köpüğü gibi taşıp boşalmalarını anlattı.

1. Kadınların başlarında beyaz çatkılarla ilaç fabrikalarından sel köpüğü gibi taşıp boşalmalarını anlattı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama, deşarj

Örnek:

1. Bir boşalmaya, ağız dolusu boşalmaya, soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım.

1. Bir boşalmaya, ağız dolusu boşalmaya, soyundan başlayarak boşalmaya isteğim var ki boşalamazsam patlayacağım.

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra düşmesi, deşarj


boşalmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek

Örnek:

1. Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti.

1. Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti.

2. Dışarıya akmak, dökülmek

3. Gevşemek, açılmak

Örnek:

1. Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.

1. Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak

Örnek:

1. Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek.

1. Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek.

5. Hayvan, bağından kurtulmak

6. Doyuma ulaşmak


boşaltabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşaltabilmek işi


boşaltabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Boşaltma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Boşaltmaya gücü yetmek


boşaltaç
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir kabın içindeki havayı boşaltmaya yarayan araç, hava boşaltma makinesi, boşluk tulumbası


boşaltı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşaltım

2. Vücuttan atılan dışkı, balgam, idrar vb. atıkların genel adı


boşaltıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Foseptikteki pis suları çekmeye yarayan makine, vidanjör


boşaltılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşaltılabilmek işi


boşaltılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boşaltılma ihtimali veya imkânı bulunmak


boşaltılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boşaltılma işi