92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bön duruma gelmek, aptallaşmak
1. isim , isim , isim , isim , Bön olma durumu, budalalık, aptallık, sersemlik, saflık
1. isim , isim , isim , isim , İçinde her türlü giyim, süs eşyası oyuncak vb. satılan büyük mağaza
Lisan : Fransızca bon marché
açık bono, ara bono, hazine bonosu, tasarruf bonosu
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir paranın, belirli bir kimseye ödeneceğini belirten senet, emre muharrer senet
Lisan : İtalyanca buono
1. borç alındığını gösteren vadeli senedi imzalayıp teslim etmek
1. Borçlanalım size. Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz.
1. Borçlanalım size. Bono verelim günü geldiğinde bir kolayını bulur öderiz.
1. isim , isim , isim , isim , Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge
Lisan : Fransızca bon service
Telaffuz : bo'nservis
1. isim , isim , isim , isim , Poker oyununda, oyuna girmek için ortaya konması gereken en az miktar
2. İskambil oyunlarında ortadaki miktar kadar oyuna katıldığını belirten bir söz
Lisan : Sırpça
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bop tutarında olma
1. On bopluk kıymeti yoktu.
1. On bopluk kıymeti yoktu.
1. isim , isim , isim , isim , Züppece giyiniş biçimi
2. Bu biçimde giyinen kimse
Lisan : Fransızca bob style
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 5, atom ağırlığı 10,8, yoğunluğu 2,45 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan basit element (simgesi B)
Lisan : Fransızca bore
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle arkasından yağmur getiren sert rüzgâr
1. Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı.
1. Boraların savurduğu karla siyah sakalı savrulup beyazlanırken bile şemsiye ve palto gibi şeyler kullanmazdı.
Lisan : İtalyanca borea
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Bor (I)
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu
Lisan : Fransızca borax
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yağmurlu, sert rüzgârlı ve soğuk havalı
1. Soğuk bir sonbahar ve sonbaharı boralı bir kış başladı.
1. Soğuk bir sonbahar ve sonbaharı boralı bir kış başladı.
1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
1. Yazın sık sık boran olur.
1. Yazın sık sık boran olur.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Pirinçli, yumurtalı, yoğurtlu ıspanak vb. sebze yemeği
Lisan : Farsça būrāni
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Sert billur veya yumuşak beyaz kütle durumunda bulunan magnezyum boratı
Lisan : Fransızca boracite
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz
Lisan : Fransızca borate
borazan kuşu
1. isim , isim , isim , isim , Üfleyerek çalınan, perdesiz çalgı, boru
2. Bu boruyu çalan kimse
1. Borazanları alayın önünde topluyorlar.
1. Borazanları alayın önünde topluyorlar.
Lisan : Türkçe boru + Farsça -zen
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Güney Amerika'da yaşayan, mavi ve yeşil metalik yansımalı bir kuş, agami