Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
borazancı

İlgili Kelimeler:

borazancıbaşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borazan çalan kimse


borazancıbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borazancıları yöneten kimse

Örnek:

1. Borazancıbaşı, borazancıbaşı / Akşamları batan güne karşı / Çaldığınız İstiklal Marşı

1. Borazancıbaşı, borazancıbaşı / Akşamları batan güne karşı / Çaldığınız İstiklal Marşı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir topluluğun söyleyemediği sözleri söyleyen kimsesi


Telaffuz : borazancı'başı

borazancılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borazancının yaptığı iş


borç

İlgili Kelimeler:

borç harç, dış borç, iç borç, konsolide borç, müteselsil borç, dalgalı borçlar, boyun borcu, gönül borcu, namus borcu, vatan borcu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Örnek:

1. Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim.

1. Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe

Örnek:

1. Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Vatan borcu biter bitmez ordayım

1. Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Vatan borcu biter bitmez ordayım


borç almak
Anlamı:

1. daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak

Örnek:

1. On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm.

1. On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm.


borç altına girmek
Anlamı:

1. gereğinden fazla borç yapmak


borç bini aşmak
Anlamı:

1. borç, altından kalkılamayacak duruma gelmek


borç çorbası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pancar, lahana, et üzerine krema konularak yapılan bir sebze çorbası türü


Lisan : Rusça + Türkçe çorbası

borç etmek (veya yapmak)
Anlamı:

1. borçlanmak

Örnek:

1. Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar.

1. Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar.

2. Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu.

2. Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu.


borç gırtlağına çıkmak
Anlamı:

1. borca batmak


borç harç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sürekli borç alma

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Borçlanarak

Örnek:

1. Bu arada yine borç harç arabayı tamir ettirdi.

1. Bu arada yine borç harç arabayı tamir ettirdi.


borç harç etmek
Anlamı:

1. sürekli borç almak

Örnek:

1. Hazır param var biraz, biliyorsun. Yetmezse borç harç ederim.

1. Hazır param var biraz, biliyorsun. Yetmezse borç harç ederim.


borç iyi güne kalmaz
Anlamı:

1. `borcu ilk fırsatta ödemek gerekir` anlamında kullanılan bir söz


borç ödemekle (veya vermekle), yol yürümekle tükenir
Anlamı:

1. `birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir` anlamında kullanılan bir söz


borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
Anlamı:

1. `borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun süreli olursa ölüme yol açar` anlamında kullanılan bir söz


borç vermekle, düşman vurmakla
Anlamı:

1. `borç vermekle, düşman vurmakla yok edilir` anlamında kullanılan bir söz


borç yemek
Anlamı:

1. sürekli borç alarak yaşamak


borç yiğidin kamçısıdır
Anlamı:

1. `borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar` anlamında kullanılan bir söz


borç yiyen kesesinden yer
Anlamı:

1. `borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir` anlamında kullanılan bir söz


borca almak
Anlamı:

1. veresiye almak


borca batmak
Anlamı:

1. çok borçlu olmak

Örnek:

1. Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu?

1. Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu?


borca girmek
Anlamı:

1. borçlanmak, borç para almak


Borçka
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artvin iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : bo'rçka

borçlanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlanabilmek işi


borçlanabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Borçlanma ihtimali veya imkânı bulunmak