92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bandoda en kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı
Lisan : Fransızca bombardon
bombe bezi
1. isim , isim , isim , isim , Şişkinlik, kabarıklık
Lisan : Fransızca bombé
1. isim , isim , isim , isim , Ayakkabı sayalarının burun bölümlerine içten dikilen bir kumaş türü
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bombelenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. sıfat , sıfat , kaba konuşmada , kaba konuşmada , sıfat , sıfat , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Çok kötü, çok berbat
Telaffuz : bo'mbok
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Büsbütün, tamamen boş
1. Güneşin doğacağı tarafa giden yol bomboştu.
1. Güneşin doğacağı tarafa giden yol bomboştu.
Telaffuz : bo'mboş
1. tamamen boş olmak
1. Sakin olsam bu sevdadan farısam / Balsız kovan gibi bomboş olurum
1. Sakin olsam bu sevdadan farısam / Balsız kovan gibi bomboş olurum
2. Simit tablaları, limon sandıkları konduların bahçelerinde bomboş kaldı.
2. Simit tablaları, limon sandıkları konduların bahçelerinde bomboş kaldı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budala, saf, avanak, ahmak
1. Sandığınız kadar bön bir insan değilim ben.
1. Sandığınız kadar bön bir insan değilim ben.
1. anlamayarak, safça, şaşkın şaşkın bakmak
1. Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum.
1. Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum.
bonbon şekeri
1. isim , isim , isim , isim , Şerbet içinde kaynatılarak üzeri şekerle kaplanmış meyve
1. Geri dönüp yediği bonbonların jelatinlerini topladı.
1. Geri dönüp yediği bonbonların jelatinlerini topladı.
Lisan : Fransızca bonbon
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budala, saf
1. Biraz bönce bir adamdı.
1. Biraz bönce bir adamdı.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (bö'nce) Budalaya yakışır bir biçimde, böncesine, safça, angutça
boncuk boncuk, boncuk fasulye, boncuk mavisi, boncuk tutkalı, cıncık boncuk, incik boncuk, mavi boncuk, göz boncuğu, katır boncuğu, nazar boncuğu, sayı boncuğu, uğur boncuğu
1. isim , isim , isim , isim , Cam, taş, sedef, tahta, plastik vb. maddelerden yapılan, ortası delik, çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yuvarlak
1. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu.
1. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Boncuk gibi yuvarlak taneler durumunda
1. Gözyaşları, kısa bir an kirpiklerinin ucunda boncuk boncuk asılı duruyor.
1. Gözyaşları, kısa bir an kirpiklerinin ucunda boncuk boncuk asılı duruyor.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür iri taneli fasulye