Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
borçlandırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlandırabilmek işi


borçlandırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Borçlandırma ihtimali veya imkânı bulunmak


borçlandırılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlandırılabilmek işi


borçlandırılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Borçlandırılma ihtimali veya imkânı bulunmak


borçlandırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlandırılmak işi


borçlandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Borçlanmasına yol açılmak


borçlandırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlandırma işi


borçlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlandırmak işi


borçlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Borçlanmasına yol açmak, borçlu duruma getirmek


borçlanılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlanılmak işi


borçlanılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Borca girilmek, borç edilmek


borçlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlanma işi


borçlanma

İlgili Kelimeler:

dış borçlanma, iç borçlanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlanmak işi, istikraz


borçlanmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Karşılığını sonra vermek şartıyla birinden para veya bir şey almak, istikraz etmek

Örnek:

1. Daha sonra Mayıs Ayı Notları'nı borçlanarak bastırmıştım 1947'de.

1. Daha sonra Mayıs Ayı Notları'nı borçlanarak bastırmıştım 1947'de.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Manevi bir yükümlülük altına girmek


borçlu

İlgili Kelimeler:

gönül borçlusu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun, alacaklı karşıtı

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Borcu kalmış olarak

Örnek:

1. Merhumu borçlu yatırmak istemezmişiz elbet.

1. Merhumu borçlu yatırmak istemezmişiz elbet.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Manevi bir yükümlülük altında bulunan

Örnek:

1. Hayatımı ona borçluyum doğrusu.

1. Hayatımı ona borçluyum doğrusu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan

Örnek:

1. Öğrettiklerinden dolayı öğretmenime karşı borçlu birisiyim.

1. Öğrettiklerinden dolayı öğretmenime karşı borçlu birisiyim.


borçlu bulunmak (veya olmak)
Anlamı:

1. borçlu duruma düşmek

Örnek:

1. Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu.

1. Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu.

2. Fakat ben bu ağırlığı o kadar az yükleneceğim ki söylemeye borçlu olduğumdan bir adım ileri geçmeyeceğim.

2. Fakat ben bu ağırlığı o kadar az yükleneceğim ki söylemeye borçlu olduğumdan bir adım ileri geçmeyeceğim.


Ön Takı : (birine)

borçlu çıkmak
Anlamı:

1. görülen hesapta vereceği kalmak

Örnek:

1. Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı.

1. Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı.


borçlu ölmez, benzi sararır
Anlamı:

1. `borç kişiyi öldürmez ancak hasta edecek kadar üzer` anlamında kullanılan bir söz


borçluluk

İlgili Kelimeler:

borçluluk dengesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Borçlu olma durumu


borçluluk dengesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ülkenin belli bir tarihe kadar birikmiş dış borç ve alacaklarını gösteren durum veya belge


borçlunun dili kısa gerek
Anlamı:

1. `borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır` anlamında kullanılan bir söz


borçlunun duacısı alacaklıdır
Anlamı:

1. `borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır` anlamında kullanılan bir söz


borçsuz

İlgili Kelimeler:

borçsuz harçsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Borcu olmayan


borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
Anlamı:

1. `yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz ve sıkıntısız bir çoban olmak daha iyidir` anlamında kullanılan bir söz


borçsuz harçsız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hiç borçlanmadan, borca girmeden

Örnek:

1. Borçsuz harçsız bu evi satın aldılar.

1. Borçsuz harçsız bu evi satın aldılar.