Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
böğ
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eklem bacaklılardan, soluk sarı renkli, zehirli bir tür örümcek


boğa

İlgili Kelimeler:

boğa güreşi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Damızlık erkek sığır


Boğa
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Zodyak üzerinde Koç ile İkizler arasında yer alan takımyıldızın adı, Sevir


Özel: Evet

boğa gibi
Anlamı:

1. çok güçlü görünen, vücudu iyi gelişmiş (delikanlı)


boğa güreşçisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boğa güreşi yapan kimse, matador, toreador, torero


boğa güreşi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle İspanya ve Meksika'da, özel olarak yetiştirilmiş boğayı yenmek amacıyla yapılan gösteri, korida


boğabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boğabilmek işi


boğabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Boğma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Onları gözünü kırpmadan bir kaşık suda boğabilecek olan düşmanlarını tanır, bağışlar ve esirgerler.

1. Onları gözünü kırpmadan bir kaşık suda boğabilecek olan düşmanlarını tanır, bağışlar ve esirgerler.

2. Boğmaya gücü yetmek


boğada
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Küllü veya sodalı su ile çamaşır yıkama

2. Yıkanmak üzere hazırlanmış çamaşırın üzerine sıcak kül suyu süzme işi

Örnek:

1. Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür.

1. Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür.


Lisan : İtalyanca bucata

boğak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Anjin


boğalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boğa olarak kullanılmak için ayrılan bir yaşından yukarı erkek sığır


boğan otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan (Acunitum napellus)


boğanak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sağanak, bora


boğasak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Boğaya gelmiş veya boğa isteyen inek


boğasama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boğasamak durumu


boğasamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , İnek boğa istemek veya boğaya gelmek


boğası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce bez


Lisan : İspanyolca bocaci

boğata
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Ağaçtan yapılmış, yuvarlak, delikli makara


Lisan : İtalyanca bigotta

boğaya çekmek
Anlamı:

1. ineği boğa ile cinsel ilişkide bulundurmak


boğaya gelmek
Anlamı:

1. çiftleşme zamanı gelmek


boğaz

İlgili Kelimeler:

boğaz derdi, boğaz kavgası, boğazkesen, boğaz meselesi, boğaz tokluğuna, boğazına düşkün, boşboğaz, darboğaz, dar boğaz, kör boğaz, pisboğaz, sıkboğaz, dümen boğazı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak

Örnek:

1. Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir.

1. Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir.

2. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm

Örnek:

1. Şişenin boğazı. Testinin boğazı.

1. Şişenin boğazı. Testinin boğazı.

3. İki dağ arasında dar geçit

Örnek:

1. Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu.

1. Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu.

4. Yedirip içirme yükümü, iaşe

Örnek:

1. İşçilerin boğazı bizden olacak.

1. İşçilerin boğazı bizden olacak.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yiyeceği içeceği sağlanan kimse

Örnek:

1. Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin.

1. Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yeme içme

Örnek:

1. Boğazına düşkün.

1. Boğazına düşkün.

7. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , İki kara arasındaki dar deniz


boğaz açmak
Anlamı:

1. ağaçların dibini kazarak toprağı kabartmak


boğaz boğaza gelmek
Anlamı:

1. zorlu kavga etmek

Örnek:

1. Birbiriyle boğaz boğaza gelen okul çocuklarını, Samet'in varlığı bugünlerde tek bir vücut gibi bir araya toplayabilirdi.

1. Birbiriyle boğaz boğaza gelen okul çocuklarını, Samet'in varlığı bugünlerde tek bir vücut gibi bir araya toplayabilirdi.


boğaz derdi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Geçim için uğraşma

2. Yemek pişirme, hazırlama sıkıntıları


boğaz dokuz boğumdur
Anlamı:

1. `bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir` anlamında kullanılan bir söz