Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bilge
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim

Örnek:

1. Sokrates yalnız öğrettikleriyle değil öğretme yoluyla da örnek bir bilgedir.

1. Sokrates yalnız öğrettikleriyle değil öğretme yoluyla da örnek bir bilgedir.


bilgece
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilgeye yaraşır

Örnek:

1. Bu eleme sınavını aşamayan çıraklıktan kurtulamaz, öğretenin bilgece sözlerini dinlemeye hak kazanamazmış.

1. Bu eleme sınavını aşamayan çıraklıktan kurtulamaz, öğretenin bilgece sözlerini dinlemeye hak kazanamazmış.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (bilge'ce) Bilgeye yaraşır bir biçimde, hakimane


bilgeleşebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgeleşebilmek işi


bilgeleşebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilgeleşme ihtimali veya imkânı bulunmak


bilgeleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgeleşmek işi


bilgeleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilge durumuna gelmek


bilgeleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgeleştirmek işi


bilgeleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bilge durumuna gelmesini sağlamak


bilgelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilge olma durumu ve niteliği

Örnek:

1. Bilgelik, içimizde bir duygu olarak kaldıkça, bize ancak özlemini çektirdikçe tatlı, hoş bir şey.

1. Bilgelik, içimizde bir duygu olarak kaldıkça, bize ancak özlemini çektirdikçe tatlı, hoş bir şey.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bilgi, hikmet

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , İlk Çağ felsefesinde kendini tanımanın bilgisi, vukuf


bilgi

İlgili Kelimeler:

bilgi çarpıtma, bilgi işlem, bilgi kuramı, bilgisayar, bilgi şöleni, bilgi teknolojileri, bilgi toplumu, bilgiyazar, ansiklopedik bilgi, kesin bilgi, ön bilgi, yaklaşık bilgi, sosyal bilgiler, betimlemeli dil bilgisi, betimsel dil bilgisi, cümle bilgisi, davranış bilgisi, dil bilgisi, doğa bilgisi, halk bilgisi, hava bilgisi, karşılaştırmalı dil bilgisi, kök bilgisi, köken bilgisi, öğretim bilgisi, sağlık bilgisi, ses bilgisi, sözlük bilgisi, su bilgisi, şekil bilgisi, tabiat bilgisi, tasvirî dil bilgisi, tümce bilgisi, Türklük bilgisi, yapı bilgisi, yazı bilgisi, yöntem bilgisi, yurt bilgisi, yurttaşlık bilgisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat

2. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf

Örnek:

1. Babası önce ona Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti.

1. Babası önce ona Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti.

3. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf

4. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler

5. Bilim

Örnek:

1. Doğa bilgisi.

1. Doğa bilgisi.

6. bilişim , bilişim , bilişim , bilişim , Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam


bilgi çarpıtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kişiyi veya kurumu herhangi bir konuda bilinçli olarak gerçeği saptırarak yanlış bilgilendirme, dezenformasyon


bilgi edinmek
Anlamı:

1. bir durumu öğrenmek, bilgi almak

Örnek:

1. Uyumakta zorluk çeken Bünyamin, loncada geçirdiği ilk gün bir hayli bilgi edinmişti.

1. Uyumakta zorluk çeken Bünyamin, loncada geçirdiği ilk gün bir hayli bilgi edinmişti.


bilgi işlem
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özellikle bilgisayar vb. makinelerle yapılan işlemlerin düzenli bir biçimde yürütülmesi, veri işlem

2. Kurum ve kuruluşlarda bu işlemlerin yürütüldüğü yer


bilgi kuramı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilginin temelini, bilim alanında uygulanan yöntemleri, sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı, epistemoloji


bilgi şöleni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir konuda çeşitli konuşmacıların katılımıyla düzenlenen bilimsel toplantı, sempozyum


bilgi tazelemek
Anlamı:

1. önceden sahip olduğu bilgiyi yenilemek, güncelleştirmek

Örnek:

1. Matematikle ilgili bilgilerimi tazeledim.

1. Matematikle ilgili bilgilerimi tazeledim.


bilgi teknolojileri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilginin toplanmasını, işlenmesini ve saklanmasını, herhangi bir yere iletilmesini, herhangi bir yerden bu bilgiye erişilmesini, elektronik vb. yollarla sağlayan teknolojiler bütünü


bilgi toplumu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgiyi araştırmaya ve incelemeye önem veren, bilgi teknolojilerini kullanmayı öne çıkaran toplum


bilgiç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilgili (kimse)

Örnek:

1. Bazı bilgiç hekimler dillerinin makarasını çözerler, tıptan anlamayan hastalarına tıbbi ıstılahlar kullanarak dert anlatırlar.

1. Bazı bilgiç hekimler dillerinin makarasını çözerler, tıptan anlamayan hastalarına tıbbi ıstılahlar kullanarak dert anlatırlar.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgisiz olmasına rağmen bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen (kimse)


bilgice
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilgi bakımından

Örnek:

1. Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum.

1. Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum.


bilgici
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Sofizmden yana olan (kimse, düşünce vb.), sofist


bilgicilik
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Antik Yunan felsefesinde eleştiri akımı, sofizm

2. Başkasını yanıltmak için doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama, safsatacılık


bilgiçlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgiç olma durumu

Örnek:

1. Karısının buyurgan bilgiçliğine, yukarıdan ilgisine katlanabilmesi, artık son derece güç.

1. Karısının buyurgan bilgiçliğine, yukarıdan ilgisine katlanabilmesi, artık son derece güç.


bilgiçlik satmak (veya taslamak)
Anlamı:

1. bilmediği hâlde bilir görünmek, bilgin geçinmek

Örnek:

1. Hazır olanlar, bilgiçlik tasladılar, tasdik ettiler.

1. Hazır olanlar, bilgiçlik tasladılar, tasdik ettiler.


bilgilendirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilgilendirebilmek işi