92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bileme işine konu olmak, keskin duruma getirilmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işe yoğun bir biçimde hazırlanmak, konsantre olmak
1. İkisi de doyasıya tatlı bir gece geçirmek için bilenmiş gibiydiler.
1. İkisi de doyasıya tatlı bir gece geçirmek için bilenmiş gibiydiler.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hırslanmak, aşırı derecede istemek
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir bileşke oluşturan kuvvetlerin her biri
bileşik faiz, bileşik kap, bileşik kesir, bileşik önerme
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep
2. kimya , kimya , kimya , kimya , Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde)
1. Su, bileşik bir maddedir.
1. Su, bileşik bir maddedir.
3. isim , isim , isim , isim , Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Belirlenmiş süreye dek birikmiş faizlerin anaparaya eklenmesiyle elde edilen toplam üstünden ödenen faiz
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Birleşik kaplar
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Payı paydasına eşit veya payı paydasından büyük olan kesir
1. 4/4, 7/3.
1. 4/4, 7/3.
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , En az iki önermeden oluşan yeni önerme
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitişik yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri kömeç durumunda toplu olarak bulunan, bazı cinsleri uçucu yağ veya süt taşıyan bir familya
1. Kasımpatı, papatya, enginar, deve dikeni gibi bitkiler bileşikgiller familyasındandır.
1. Kasımpatı, papatya, enginar, deve dikeni gibi bitkiler bileşikgiller familyasındandır.
1. isim , isim , isim , isim , Bileşme işi
1. Mustafa Kemal Dil Kurumunu, Tarih Kurumunu ulusal bir bileşim yaratılsın, ulusal bir bilinç doğsun diye kurmuş.
1. Mustafa Kemal Dil Kurumunu, Tarih Kurumunu ulusal bir bileşim yaratılsın, ulusal bir bilinç doğsun diye kurmuş.
2. kimya , kimya , kimya , kimya , İki veya daha çok öge bir araya gelerek yeni bir öge oluşturma, terkip
1. Suyun bileşiminde hidrojenle oksijen vardır.
1. Suyun bileşiminde hidrojenle oksijen vardır.
3. kimya , kimya , kimya , kimya , Bir maddenin hangi kimyasal türlerden oluştuğunu belirleyen verilerin tamamı
4. kimya , kimya , kimya , kimya , Bileşme sonucu oluşan cisim
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğadaki örneklerine benzetilerek insan eliyle yapılmış veya üretilmiş, yapma, sentetik
1. isim , isim , isim , isim , Bir araya gelme, toplaşma, birleşme
1. İkisinin bileşkesinden doğacak cehennemse birkaç yıl sonra Avrupa'nın genel görünümüne dönüşecektir.
1. İkisinin bileşkesinden doğacak cehennemse birkaç yıl sonra Avrupa'nın genel görünümüne dönüşecektir.
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir cisme uygulanan birkaç kuvvetin toplam etkisine eşit olan tek kuvvet, muhassala
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , İki veya daha çok öge bir araya gelerek yeni bir öge oluşturmak, terekküp etmek
1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bileşmesini sağlamak
2. fizik , fizik , fizik , fizik , İki veya daha çok vektörün, paralel kenar kuralına uygun olarak geometrik toplamını almak
açık bilet, kombine bilet, tam bilet, öğrenci bileti
1. isim , isim , isim , isim , Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
1. Biletini alıncaya kadar vapur da geldi.
1. Biletini alıncaya kadar vapur da geldi.
Lisan : Fransızca billet
1. bileti koparıp alıcıya vermek, bilet satmak
1. Benimki paso, dedi, hanımefendiye bir bilet kes.
1. Benimki paso, dedi, hanımefendiye bir bilet kes.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , işine son vermek, işten uzaklaştırmak, ayırmak
1. isim , isim , isim , isim , Bilet satan görevli
1. Bilet kutusunu koltuğunun altına sıkıştırmış, elleri ceplerinde bir otobüs biletçisi geçti.
1. Bilet kutusunu koltuğunun altına sıkıştırmış, elleri ceplerinde bir otobüs biletçisi geçti.
1. isim , isim , isim , isim , Biletçinin yaptığı iş
1. Tramvay biletçiliği yapabilirdi, tramvay biletçiliği iyiydi, yaz kış kapalı yerdeydi.
1. Tramvay biletçiliği yapabilirdi, tramvay biletçiliği iyiydi, yaz kış kapalı yerdeydi.