Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bile
Anlamı:

1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Da, de, dahi

Örnek:

1. Dayak yemedim, azar bile işitmedim.

1. Dayak yemedim, azar bile işitmedim.

2. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Birlikte

Örnek:

1. Yarın olsun, hayır bile gelsin.

1. Yarın olsun, hayır bile gelsin.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Üstelik

Örnek:

1. Türkü çağırmak şöyle dursun, konuşamıyorduk bile.

1. Türkü çağırmak şöyle dursun, konuşamıyorduk bile.


bile bile
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilerek, isteyerek, önceden tasarlayarak, düşünülerek, kasten

Örnek:

1. Paranın geldiği yeri, inanmayacağını bile bile sana söylüyorum.

1. Paranın geldiği yeri, inanmayacağını bile bile sana söylüyorum.


bile bile lades
Anlamı:

1. kötü bir durumu öyle gerektiği için kabullenmiş görünme, bilerek aldanmış görünme

Örnek:

1. Benimki bir yapı meselesi. Ben böyleyim. Benimki bile bile lades. Aldırmıyorum, hoşgörümü kullanıyorum.

1. Benimki bir yapı meselesi. Ben böyleyim. Benimki bile bile lades. Aldırmıyorum, hoşgörümü kullanıyorum.

2. sonucun kötü olacağını bilse bile bir işe girme


bilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilebilmek işi


bilebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bilme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Yalnızca nesneleri mi bilebiliriz dille?

1. Yalnızca nesneleri mi bilebiliriz dille?

2. Bilme becerisi bulunmak


bilecen
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Her şeyi bilen, her şeyden anlayan

2. Bilgiçlik taslayan, ukala


bilecenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilecen olma durumu


Bilecik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : bile'ciği

Bilecikli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilecik ilinden olan kimse


Özel: Evet

Bileciklilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilecikli olma durumu


Özel: Evet

bileği

İlgili Kelimeler:

bileği taşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesici araçları bilemek için kullanılan alet


bileği taşı
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Bıçak, çakı, makas vb. kesici araçları bilemekte kullanılan ince taneli sarı şist


bileğinde altın bileziği olmak
Anlamı:

1. kolunda altın bileziği olmak


bileğine güvenmek
Anlamı:

1. gücüne veya hünerine güvenmek


bileğinin hakkıyla (veya gücüyle veya kuvvetiyle veya zoruyla)
Anlamı:

1. kendi gücü ve kendi çalışması ile


bilek

İlgili Kelimeler:

bilek damarı, bilek güreşi, bilek saati, demir bilek, tek bilek, ayak bileği, tunç bilekli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elle kolun, ayakla bacağın birleştiği bölüm

Örnek:

1. Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış.

1. Kadın, ağır takılarla yüklü sol bileğini yeşil abajurun altına doğru uzatmış.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güç, kuvvet


bilek damarı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Nabız


bilek gibi
Anlamı:

1. gür, kalın (saç veya akarsu)


bilek güreşi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki kişinin, dirseklerini bir yere dayayarak birbirlerinin bileğini bükmeye çalışması

Örnek:

1. Onları merakla seyreden bir kalabalık önünde bilek güreşi yapıyorlardı.

1. Onları merakla seyreden bir kalabalık önünde bilek güreşi yapıyorlardı.


bilek saati
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bileğe takılan küçük saat, kol saati

Örnek:

1. Benim bilek saatim durmuş.

1. Benim bilek saatim durmuş.


bileklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyunlarda bileğin incinmesini önlemek için bileğe takılan meşin sargı

2. Aksesuar amacıyla bileğe takılan ince zincir


bileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilemek işi

Örnek:

1. Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor.

1. Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor.


bilemedin (veya bilemediniz)
Anlamı:

1. en çok, en fazla

Örnek:

1. Basından ne kadar saklanabilir böyle bir durum, yirmi dakika, bilemedin yarım saat.

1. Basından ne kadar saklanabilir böyle bir durum, yirmi dakika, bilemedin yarım saat.


bilemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek, kılağılamak, zağlamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçlendirmek, etkisini artırmak


bilenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilenebilmek işi