Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bilakayduşart
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Kayıtsız ve şartsız olarak, herhangi bir kısıtlama olmaksızın

Örnek:

1. Hâkimiyet, bilakayduşart milletindir.

1. Hâkimiyet, bilakayduşart milletindir.


Lisan : Arapça bilāḳayd + şarṭ

Telaffuz : bila:kayduşart, l ince okunur

bilakis
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine

Örnek:

1. Bilakis tecrübeli bir adam gibi söz söylüyorum, inanınız.

1. Bilakis tecrübeli bir adam gibi söz söylüyorum, inanınız.


Lisan : Arapça bi'l-ʿaks

Telaffuz : bi'lakis, l ince okunur

bilanço
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Bir kuruluşun, bir ticarethanenin belirli bir dönem sonundaki veya belirli bir gündeki taşınır ve taşınmaz varlıkları ile bunları sağlamak için kullanılan öz ve yabancı kaynakları dengeli olarak gösteren çizelge, dengelem

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Girişilen herhangi bir işte, belirli bir süre sonunda elde edilen iyi ve kötü sonuçların karşılıklı durumu

Örnek:

1. Hayatımın hesabını, bilançosunu yapıyordum.

1. Hayatımın hesabını, bilançosunu yapıyordum.


Lisan : İtalyanca bilancio

Telaffuz : bila'nço, l ince okunur

bilar
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Katranlı kıldan yapılan ve kalafat işlerinde kullanılan bir macun türü


Lisan : Rumca

bilardo

İlgili Kelimeler:

bilardo masası, bilardo salonu, bilardo sopası, bilardo topu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çuha kaplı bir masa üzerinde, fil dişi toplarla ve isteka ile oynanan bir oyun

Örnek:

1. Kalın, sarı bira bardaklı, bilardosunun çuhası yırtık kahvehaneye akşamları uğradım.

1. Kalın, sarı bira bardaklı, bilardosunun çuhası yırtık kahvehaneye akşamları uğradım.


Lisan : İtalyanca biliardo

Telaffuz : bila'rdo, l ince okunur

bilardo masası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerinde bilardo oynanan, yeşil çuha kaplı, delikli veya deliksiz masa


bilardo salonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilardo oyununun oynatıldığı yer


bilardo sopası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İsteka


bilardo topu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilardo oyununda kullanılan fil dişinden yapılmış özel bir top


bilardocu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilardo oynayan veya oynatan kimse


bilardoculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilardocunun yaptığı iş


bilasebep
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Sebepsiz yere, hiçbir sebep olmadan, gereksizce

Örnek:

1. Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum.

1. Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum.


Lisan : Arapça bilāsebeb

Telaffuz : bila:sebep, l ince okunur

bilavasıta
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Araçsız

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Birinin aracılığı olmadan, doğrudan doğruya, aracısız


Lisan : Arapça bilāvāsiṭa

Telaffuz : bila:va:sıta, l ince okunur

bilcümle
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bütün, hep

Örnek:

1. Artık yalnız bizim gazinoya değil, bilcümle barlara, gazinolara ve kahve ve sinemalara gidemez oldum.

1. Artık yalnız bizim gazinoya değil, bilcümle barlara, gazinolara ve kahve ve sinemalara gidemez oldum.


Lisan : Arapça bi'l-cumle

Telaffuz : bi'lcümle

bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak)
Anlamı:

1. hiçbir etkiye aldırış etmeyerek doğru bildiği davranışı sürdürmek


bildiğini okumak
Anlamı:

1. herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak

Örnek:

1. Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu.

1. Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu.


bildiğini yapmak
Anlamı:

1. verilen öğütleri dinlemeyerek tutumunu sürdürmek

Örnek:

1. Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı.

1. Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı.


bildiğini yedi mahalle bilmez
Anlamı:

1. bir kimsenin çok kurnaz, çokbilmiş olduğunu anlatan bir söz


bildik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanıdık (kimse veya şey)

Örnek:

1. Bu kesin tavır, annemin bildik tavrı değildi.

1. Bu kesin tavır, annemin bildik tavrı değildi.


bildik çıkmak
Anlamı:

1. birbirlerini eskiden bildiklerini veya ailece tanıştıklarını anlamak

Örnek:

1. Hâlbuki ayrılık acısına ve ayrılık seslerine, bildik çıkmaklığım gerekti.

1. Hâlbuki ayrılık acısına ve ayrılık seslerine, bildik çıkmaklığım gerekti.


bildiklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bildik olma durumu


bildim bileli
Anlamı:

1. öteden beri, eskiden beri

Örnek:

1. Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar.

1. Sütannenin sandık odası, bildim bileli akar.


bıldır
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Geçen yıl, bir yıl önce

Örnek:

1. Bıldırdan beri tembel, ağır gölgelerin sessizce dolaştığı yolları aceleci şekiller doldurmuş.

1. Bıldırdan beri tembel, ağır gölgelerin sessizce dolaştığı yolları aceleci şekiller doldurmuş.


Telaffuz : bı'ldır

bıldırcın
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tavukgillerden, boz renkli, benekli, yurdumuzda en çok sonbaharda eti için avlanan, etinden ve yumurtasından yararlanılan göçebe kuş (Coturnix)


bıldırcın gibi
Anlamı:

1. kısa boylu, dolgunca, alımlı (kadın)