Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yoluna çıkmak
Anlamı:

1. karşılamaya gitmek

2. yolda karşısına çıkmak


yoluna girmek
Anlamı:

1. istenilen, gerekli olan biçimde gelişmeye başlamak

Örnek:

1. Her şey umulmaz bir çabuklukla yoluna girdi.

1. Her şey umulmaz bir çabuklukla yoluna girdi.


yoluna koymak
Anlamı:

1. istenilen biçime getirmek, düzene koymak

Örnek:

1. Arkadaşının mektebe alınması işini o hafta içinde yoluna koymuş.

1. Arkadaşının mektebe alınması işini o hafta içinde yoluna koymuş.


yoluna sapmak
Anlamı:

1. başvurmak

Örnek:

1. Hile yoluna saptı.

1. Hile yoluna saptı.


yolunda gitmek (veya yürümek)
Anlamı:

1. olumlu gelişme göstermek

Örnek:

1. Ticareti yolunda gidiyordu.

1. Ticareti yolunda gidiyordu.

2. Dikkat ve dirayetiyle her işin yolunda yürümesini temin etmişti.

2. Dikkat ve dirayetiyle her işin yolunda yürümesini temin etmişti.


yolunda görünmek
Anlamı:

1. sorunsuz olduğu anlaşılmak

Örnek:

1. Gecekondunun ışıkları yanıyor ve her şey yolunda görünüyordu.

1. Gecekondunun ışıkları yanıyor ve her şey yolunda görünüyordu.


Ön Takı : (bir şey)

yolunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolunmak işi


yolunmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yolma işi yapılmak, çekilip koparılmak

Örnek:

1. Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş.

1. Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok kederlenerek çırpınmak


yolunu beklemek (veya gözlemek)
Anlamı:

1. gelmesini beklemek

Örnek:

1. Ben merak ederdim, gece yarılarına kadar yolunu beklerdim.

1. Ben merak ederdim, gece yarılarına kadar yolunu beklerdim.


yolunu bilmek
Anlamı:

1. yöntemini biliyor olmak


yolunu bulmak
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , yasal olmayan yollardan kazanç sağlamak


yolunu değiştirmek
Anlamı:

1. gittiği yoldan ayrılarak başka yola geçmek

Örnek:

1. Aradan uzun seneler geçer, o kadını sokakta gördüler mi yollarını değiştirirler.

1. Aradan uzun seneler geçer, o kadını sokakta gördüler mi yollarını değiştirirler.


yolunu kaybetmek
Anlamı:

1. hangi yoldan gideceğini bilememek


yolunu kesmek
Anlamı:

1. engel olmak, engellemek

Örnek:

1. Yani şüphelendiği müşterilerin yolunu kesmiyor, uzaktan uzağa onları takip etmekle nefsini köreltiyordu.

1. Yani şüphelendiği müşterilerin yolunu kesmiyor, uzaktan uzağa onları takip etmekle nefsini köreltiyordu.


yolunu sapıtmak
Anlamı:

1. doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak

Örnek:

1. Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor.

1. Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor.


yolunu tutmak
Anlamı:

1. o yere doğru gitmeye başlamak

Örnek:

1. Bir süre sonra, kara kış gelince bakmış ki olacak gibi değil, güneyin yolunu tutmuş.

1. Bir süre sonra, kara kış gelince bakmış ki olacak gibi değil, güneyin yolunu tutmuş.


Ön Takı : (bir yerin)

yolunu tutmak
Anlamı:

1. benimsemek, gereğini yerine getirmek

Örnek:

1. Sen de biraz adamlığın yolunu tutmalısın.

1. Sen de biraz adamlığın yolunu tutmalısın.


Ön Takı : (bir şeyin)

yolunu yapmak
Anlamı:

1. bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak


yolüstü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolun hemen kenarı


Telaffuz : yo'lüstü

yoluyla
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aracılığıyla

Örnek:

1. Dilekçesini kaymakamlık yoluyla göndermiş.

1. Dilekçesini kaymakamlık yoluyla göndermiş.

2. Yöntemiyle, usulüne uygun olarak

Örnek:

1. Her işi yoluyla yapar.

1. Her işi yoluyla yapar.

3. bir şeye göre, bir şeye uygun olarak

Örnek:

1. Kanun yoluyla faizcilik yapan bankalar tutmuştur iki yanı.

1. Kanun yoluyla faizcilik yapan bankalar tutmuştur iki yanı.


Telaffuz : yolu'yla

yom
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İyi talih, iyi haber


yom tutmak
Anlamı:

1. uğurlu saymak


yoma
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Sabit manevralarda ve gemileri bağlamada kullanılan, üç veya dört kollu halat

2. Birçok ipin örülmesiyle oluşturulan, balıkçılıkta kullanılan halat


Lisan : Rumca

Telaffuz : yo'ma

Yomra
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Trabzon iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : yo'mra

yomsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uğursuz