Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yönelmeli tümleç
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yapılan işin anlamını bütünleyen ve yönelme durumunda bulunan tümleç: Çocuklar eve geldi


yöneltebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneltebilmek işi


yöneltebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yöneltme ihtimali veya imkânı bulunmak


yönelteç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direksiyon

2. Bisikletin ön tekerlek maşası üstüne bağlanmış, iki elle kullanılan yön değiştirme aracı, gidon


yöneltiliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneltilme işi


yöneltilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneltilmek işi


yöneltilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yöneltme işi yapılmak


yöneltim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneltme işi


yöneltiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneltme işi


yöneltme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneltmek işi, tevcih

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Bir teleskobu veya gözlem aracını bakılacak yıldıza doğru çevirme işi

3. eğitim bilimi , eğitim bilimi , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Öğrencilerin okul yaşamına, izleyecekleri derslere uyumlarını sağlamayı amaçlama, seçecekleri meslekleri yönlendirme işi


yöneltmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek

2. Birine veya bir şeye doğru bakmak

Örnek:

1. Bakışlarını ona yöneltti.

1. Bakışlarını ona yöneltti.

3. Birine bir şey söylemek, tevcih etmek

Örnek:

1. Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi.

1. Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi.


yönerge
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir konuda tutulacak yol için üst makamlardan alt makamlara belli bir esasa dayanarak verilen buyruk, talimat, direktif

2. Bu buyrukların yazılı olduğu belge

3. Yönetmeliklerde değinilmeyen konulara açıklık getirmek için düzenlenen resmî belge


yönetebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetebilmek işi


yönetebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yönetme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Yönetmeyi becermek


yönetici

İlgili Kelimeler:

yönetici asistanı, yönetici özeti, kriz yöneticisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci, menajer

Örnek:

1. Yönetici ya bir kral, padişah, sultan veya seçimle gelen parlamentodur.

1. Yönetici ya bir kral, padişah, sultan veya seçimle gelen parlamentodur.

2. spor , spor , spor , spor , Bir spor dalında takımların hazırlanması, oyuncunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapılacak karşılaşmaların planlanması vb. işlerle ilgilenen kimse


yönetici asistanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöneticinin bazı yetkilerini kullanabilen ve üst düzey sorumluluğa sahip olan yardımcı


yönetici özeti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görüşülecek konularda toplantı öncesi yöneticiye sunulan, kısaltılmış açıklamalardan oluşan bilgi notu


yöneticilik

İlgili Kelimeler:

kriz yöneticiliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetici olma durumu, idarecilik

2. Yöneticinin görevi, idarecilik


yönetilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetilebilmek işi


yönetilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yönetilme ihtimali veya imkânı bulunmak


yönetilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetilmek işi


yönetilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yönetmek işi yapılmak, idare edilmek


yönetim

İlgili Kelimeler:

yönetim gideri, yönetim kurulu, yönetim yeri, kabuk yönetim, merkezî yönetim, ortak yönetim, öz yönetim, sıkıyönetim, sivil yönetim, yerel yönetim, yerinden yönetim, değişim yönetimi, kamu yönetimi, kriz yönetimi, risk yönetimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönetme işi, çekip çevirme, idare

Örnek:

1. İki arkadaşımın yardakçılığıyla yönetim binasını taşladım, pencerelerin yedi sekizini kırdım.

1. İki arkadaşımın yardakçılığıyla yönetim binasını taşladım, pencerelerin yedi sekizini kırdım.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dümen


yönetim gideri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle apartmanlarda, kooperatiflerde yönetimle ilgili işlerin yapılması için toplanan para, ücret


yönetim kurulu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kuruluşu yönetmekle görevlendirilmiş kimselerin hepsi, umumi heyet