Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yomsuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uğursuzluk

Örnek:

1. Gökbel'e ulaşır ulaşmaz buranın şomluğu ve yomsuzluğu, yalnız Emine'yi değil, Cafer'i bir tokat yemiş gibi sarsmıştı.

1. Gökbel'e ulaşır ulaşmaz buranın şomluğu ve yomsuzluğu, yalnız Emine'yi değil, Cafer'i bir tokat yemiş gibi sarsmıştı.


yön

İlgili Kelimeler:

yön belirteci, yönbul, yön eki, yöneylem, yön gösterme eki, yön zarfı, ana yön, ara yön, asyön, tek yön, bu yönden, o yönden, şu yönden

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir noktaya göre olan yer, taraf

2. Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe

Örnek:

1. Binanın batı yönü.

1. Binanın batı yönü.

3. Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet

Örnek:

1. Bolu yönüne.

1. Bolu yönüne.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tutulacak, izlenecek yol

Örnek:

1. Bu yönde yapılacak araştırmalardan tiyatro tarihimiz için daha başka ipuçlarının çıkması da kuvvetle muhtemeldir.

1. Bu yönde yapılacak araştırmalardan tiyatro tarihimiz için daha başka ipuçlarının çıkması da kuvvetle muhtemeldir.


yön belirteci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pusula (I)


yön eki
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yön gösterme eki


yön gösterme eki
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yön bildiren, yer ve zaman adları yapan ek, yön eki: son-ra, taş-ra, dış-arı, iç-eri vb


yön vermek
Anlamı:

1. yeni bir biçim, yeni bir düzen vermek

Örnek:

1. Ama unutmayalım ki tecessüslerimize yön veren ihtiyaçlarımızdır.

1. Ama unutmayalım ki tecessüslerimize yön veren ihtiyaçlarımızdır.


yön zarfı
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yön bildiren zarf

Örnek:

1. İçeri girdi.

1. İçeri girdi.


yönbul
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring


Telaffuz : yö'nbul

yonca

İlgili Kelimeler:

yonca yaprağı, acı yonca, ekşi yonca, sarıyonca, su yoncası

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı (Trifolium)


yonca yaprağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara yollarında alt yoldan üst yola veya üst yoldan alt yola geçmeyi sağlayan, dört yapraklı yonca biçimindeki kavşak


yoncalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yonca tarlası


yönder
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir iş yerinde farklı görevlerde çalışarak deneyim kazanmış olan, danışan kişinin hedefine ulaşmasını sağlayacak yolu bulmasına yardımcı kimse, mentor


yöndeş

İlgili Kelimeler:

yöndeş açılar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yönü aynı olan, aynı yöne bakan


yöndeş açılar
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , İki paralel çizginin bir kesenle kesişmesinden oluşan ve biri içte, biri dışta olarak kesenin aynı tarafında kalan açılar


yöndeşlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöndeş olma durumu


yönelebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönelebilmek işi


yönelebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Yönelme ihtimali veya imkânı bulunmak


yönelik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih

Örnek:

1. Biliyorum, zaten sizlere yönelik bir suçlama da yok.

1. Biliyorum, zaten sizlere yönelik bir suçlama da yok.


yönelim

İlgili Kelimeler:

neme yönelim, yere yönelim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönelme işi

2. Kendi durumunu veya bulunduğu yerin durumunu başka yerlere göre belirleme

3. Bireyin, karşılaştığı karışık ve sorunlu durumlar karşısında belirlediği tutum

4. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bitki, hayvan vb. canlı varlıkların, ışık, ısı, besin gibi türlü uyarıcı sebeplerin etkisi altında, bu uyarıcılara doğru veya tersine yer değiştirmeleri olayı, doğrulum, güne doğrulum, tropizm

5. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Bireyin içinde bulunduğu yer ve zamanın, çevresindekilerin ve kendisinin farkında olması durumu


yöneliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönelme işi, yönleniş


yönelme

İlgili Kelimeler:

yönelme durumu, yönelme hâli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönelmek işi, yönlenme


yönelme durumu
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ad soyundan bir sözü yönelme kavramıyla fiile veya bir edata bağlayan -a / -e ekiyle kurulan durum, yönelme hâli, datif: yol-a, ev-e (kadar), kapı-y-a (bakmak), bahçe-y-e vb


yönelme hâli
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yönelme durumu


yönelmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek, yönlenmek

Örnek:

1. Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir.

1. Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Amaç olarak benimsemek, yönlenmek

Örnek:

1. Şiire veda etti ve sanatın başka bir bölümüne yöneldi, hikâye ve romana.

1. Şiire veda etti ve sanatın başka bir bölümüne yöneldi, hikâye ve romana.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hedef almak

Örnek:

1. Suçlamalar bana yöneldi.

1. Suçlamalar bana yöneldi.


yönelmeli

İlgili Kelimeler:

yönelmeli tümleç

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yönelme durumunda olan