Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yolcu yolunda gerek
Anlamı:

1. `vakit geçirmeden yola devam edilmeli` anlamında kullanılan bir söz

2. `herkes kendi işini bir an önce bitirmeye çalışmalı` anlamında kullanılan bir söz


yolculama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolculamak işi


yolculamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uğurlamak


yolculuk

İlgili Kelimeler:

demir yolculuk, mavi yolculuk, orta yolculuk, son yolculuk, ahiret yolculuğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer

Örnek:

1. Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk.

1. Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk.

2. Bu gidiş gelişte geçen süre

3. Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme

Örnek:

1. Yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, koltuğuna oturtmuştuk onu.

1. Yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, koltuğuna oturtmuştuk onu.


yolculuk etmek
Anlamı:

1. bir yerden başka bir yere gitmek


yolda kalmak
Anlamı:

1. kaza, doğal afet vb. sebeplerden olayı yolda ilerleyememek, gideceği yere varamamak


yoldan (veya yolundan) kalmak
Anlamı:

1. gidilmek istenen yere gidememek


yoldan çevirmek
Anlamı:

1. gideni durdurmak, gitmesine engel olmak


yoldan çıkmak
Anlamı:

1. belli bir yol izleyen taşıtlar herhangi bir sebeple yolundan ayrılmak, gitmez olmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , doğru yoldan ayrılmak


yoldaş

İlgili Kelimeler:

can yoldaşı, kapı yoldaşı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yol arkadaşı

Örnek:

1. Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum

1. Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum

2. Arkadaş, dost

Örnek:

1. Bizim kadın kimsesizdir, bir can yoldaşı yok.

1. Bizim kadın kimsesizdir, bir can yoldaşı yok.

3. Eşlerden her biri

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri


yoldaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yoldaş olma durumu

Örnek:

1. Babamın tatlı yoldaşlığı sayesinde ben ne yorgunluğunu duymuş ne azabını çekmiştim.

1. Babamın tatlı yoldaşlığı sayesinde ben ne yorgunluğunu duymuş ne azabını çekmiştim.


yoldaşlık etmek
Anlamı:

1. bir yolcuya katılmak, birlikte gitmek

Örnek:

1. Ateşoğlu ile yirmi yıldır denizde yoldaşlık ederim. Ben böyle kapalı adama hiç rastlamadım.

1. Ateşoğlu ile yirmi yıldır denizde yoldaşlık ederim. Ben böyle kapalı adama hiç rastlamadım.


yoldurma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yoldurmak işi


yoldurmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yolma işini yaptırmak


yoldurtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yoldurtmak işi


yoldurtmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yoldurma işini yaptırmak


yoldüzler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dozer


Telaffuz : yo'ldüzler

yolgeçen hanı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , `Girip çıkanı, geleni gideni çok ve belirsiz olan yer` anlamında kullanılan yolgeçen hanı gibi deyiminde geçer

Örnek:

1. Böyle ev görmedim, yolgeçen hanı gibi, kimsenin kimseden haberi yok.

1. Böyle ev görmedim, yolgeçen hanı gibi, kimsenin kimseden haberi yok.


yolkesen
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yolda engelleme yapıp soygun düzenleyen


Telaffuz : yo'lkesen

yollama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yollamak işi


yollamak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Göndermek

Örnek:

1. Hekim hademeleri aşağıya yolladı.

1. Hekim hademeleri aşağıya yolladı.


yollanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yollanma işi


yollanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yollanmak işi


yollanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yollama işi yapılmak, gönderilmek

2. Bir yere gitmeye başlamak, yürümek

Örnek:

1. Arkadaşlarıyla buluştuğu pastaneye yollandı.

1. Arkadaşlarıyla buluştuğu pastaneye yollandı.


yollara dökülmek
Anlamı:

1. kalabalık hâlde yolda olmak

Örnek:

1. İhtiyar annemle büyük dayım, uslanmak bilmeyen okul kaçağını aramak için yollara dökülmüşlerdi.

1. İhtiyar annemle büyük dayım, uslanmak bilmeyen okul kaçağını aramak için yollara dökülmüşlerdi.