92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yırtık duruma gelmiş
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yırtık, utanmaz
1. isim , isim , isim , isim , Yırtılmış olma durumu
1. Genç olmasına karşın belli bir pişkinliği, yırtılmışlığı, rutini vardı.
1. Genç olmasına karşın belli bir pişkinliği, yırtılmışlığı, rutini vardı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Parçalanırcasına bağırmak
1. Ağlıyor, yırtınıyor, dövünüyor fakat adamakıllı yuvarlanmaya başladığım hissini veren bu hâlden silkinemiyorum.
1. Ağlıyor, yırtınıyor, dövünüyor fakat adamakıllı yuvarlanmaya başladığım hissini veren bu hâlden silkinemiyorum.
2. Bir konuda kendini yoracak kadar çok uğraşmak
1. Aylardan beri yırtınıp durdum bu görüşmeyi ayarlayabilmek için.
1. Aylardan beri yırtınıp durdum bu görüşmeyi ayarlayabilmek için.
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
1. isim , isim , isim , isim , Yırtmak işi
1. Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu.
1. Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Çoğunlukla etek, paça veya kol yeninde, dikilmemiş uzunca açıklık
1. -i , -i , -i , -i , Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak
1. Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim.
1. Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim.
2. Vücudu kanatacak kadar derin çizmek
1. Kedi çocuğun elini yırttı.
1. Kedi çocuğun elini yırttı.
3. Yok etmek, bastırmak
4. Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zorlamak
1. Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.
1. Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi yapmaktan kurtulmak
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Köşeyi dönmek
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Birçok kişinin birlikte yaptığı işte birbirlerine gayret vermek için söylenen bir söz
Lisan : İtalyanca issa
Telaffuz : yı'sa
1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Olsun olsun, en çok
1. Yısa yısa beş ton gelsin.
1. Yısa yısa beş ton gelsin.
1. isim , isim , isim , isim , Kayıp olan şey
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaybedilmiş, yitirilmiş
1. Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı.
1. Şikâyet etmeden yükünü çektiği yitik bir yaşamı olmalıydı.
ağırlık yitimi, ağrı yitimi, beceri yitimi, bellek yitimi, benlik yitimi, duyu yitimi, hafıza yitimi, irade yitimi, istenç yitimi, okuma yitimi, ses yitimi, söz yitimi, yazma yitimi
1. isim , isim , isim , isim , Kayıp
1. Onun ölümü büyük bir yitimdir.
1. Onun ölümü büyük bir yitimdir.