1. -i , -i , -i , -i , Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak
1. Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim.
1. Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim.
2. Vücudu kanatacak kadar derin çizmek
1. Kedi çocuğun elini yırttı.
1. Kedi çocuğun elini yırttı.
3. Yok etmek, bastırmak
4. Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zorlamak
1. Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.
1. Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi yapmaktan kurtulmak
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Köşeyi dönmek