Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yerlileşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yerde, bir ülkede çok uzun süre kalmış olmak

Örnek:

1. Köyden olmadığı hâlde, Yörük Hoca gibi yerlileşmişti.

1. Köyden olmadığı hâlde, Yörük Hoca gibi yerlileşmişti.


yerlileştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yerlileştirmek işi


yerlileştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yerlileşme işini yaptırmak


yerlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yerli olma durumu


yerme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yermek işi, zem

Örnek:

1. Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar.

1. Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar.


yermek fiil

İlgili Kelimeler:

kireçyeren

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kötülüklerini söylemek, zemmetmek

2. Birinin veya bir şeyin kusurlarını ortaya koymak, hicvetmek, övmek karşıtı

3. Beğenmemek, hoşlanmamak, tiksinmek


yermeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yerici bir özelliği de bulunan (söz), pejoratif


yermerkezci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yerin gözlem noktası olarak alınan merkeziyle ilgili, yer özekçil, jeosantrik

2. Yer merkezcilik yanlısı olan (kimse)


Telaffuz : ye'rmerkezci

yermerkezcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yer yuvarlığını evrenin merkezi sayanların görüşü, yer özekçilik, jeosantrizm


yeröte
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç


Telaffuz : ye'röte

yersel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yerle ilgili


yersiz

İlgili Kelimeler:

yersiz yurtsuz, yerli yersiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Barınacak yeri olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız

Örnek:

1. Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz

1. Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz


yersiz yurtsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Barınacak yeri olmayan


yersiz yurtsuz kalmak
Anlamı:

1. barınacak bir yeri bulunmamak, oturacak yeri olmamak

Örnek:

1. Dünya üzerinde yersiz yurtsuz kalmış iki arkadaş.

1. Dünya üzerinde yersiz yurtsuz kalmış iki arkadaş.

2. bütün varlığını yitirip çok zor durumda olmak

Örnek:

1. Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır.

1. Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır.


yersizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeri olmama veya yeri yeterli olmama durumu

Örnek:

1. Yersizlikten eşyanın bir bölümü yığın olarak duruyor.

1. Yersizlikten eşyanın bir bölümü yığın olarak duruyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yerinde olmama durumu, uygunsuzluk


yeryüzü
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yer kabuğu

2. Dünya

Örnek:

1. Ancak günün birinde, yeryüzü bu, bilinmez, belki taksinin birinde şoför yamaklığı yaparım.

1. Ancak günün birinde, yeryüzü bu, bilinmez, belki taksinin birinde şoför yamaklığı yaparım.


Telaffuz : ye'ryüzü

yeşerebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeşerebilmek işi


yeşerebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yeşerme ihtimali veya imkânı bulunmak


yeşerme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeşermek işi


yeşermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitki yaprak vermek, yapraklanmak

2. Yeşil renk almak, yeşillenmek

Örnek:

1. Okulun arkasındaki tepeler, yağan yağmurlardan sonra yeşermişti.

1. Okulun arkasındaki tepeler, yağan yağmurlardan sonra yeşermişti.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Canlanmak, yeniden ortaya çıkmak

Örnek:

1. Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız.

1. Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız.


yeşertebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeşertebilmek işi


yeşertebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yeşertme ihtimali veya imkânı bulunmak


yeşerti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeşermiş yer


yeşertme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeşertmek işi


yeşertmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yeşermesini sağlamak

Örnek:

1. Toprağı yeşertmeye lazımsa benim kanım / Hiç tasa çekme, çoktan ben yurduma kurbanım

1. Toprağı yeşertmeye lazımsa benim kanım / Hiç tasa çekme, çoktan ben yurduma kurbanım