1. barınacak bir yeri bulunmamak, oturacak yeri olmamak
1. Dünya üzerinde yersiz yurtsuz kalmış iki arkadaş.
1. Dünya üzerinde yersiz yurtsuz kalmış iki arkadaş.
2. bütün varlığını yitirip çok zor durumda olmak
1. Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır.
1. Vaktiyle bir mahalle halkını barındıran hanların, bir çarşı teşkil eden dükkânların sahibi şimdi yersiz, yurtsuz kalmıştır.