92406 kayıt bulundu.
ceman yekûn, topyekûn
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Toplam
1. Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur.
1. Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur.
Lisan : Arapça yekūn
Telaffuz : yekû:nu
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hep birlikte
Lisan : Türkçe yek + Arapça vucūd
Telaffuz : ye'kvücut
yel değirmeni, yelkesen, yelkıran, yelkovan, yelölçer, yel yepelek, yel yeperek, yelyutan, akça yel, ak yel, boz yel, kaba yel, kara yel, kızıl yel, akşam yeli, deniz yeli, gün yeli, kara yeli, sabah yeli, sam yeli, seher yeli, tan yeli, yıldız yeli
1. isim , isim , isim , isim , Rüzgâr
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Romatizma ağrısı
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kalın bağırsaktaki gaz
1. `emek vermeden ele geçen para çarçur olur gider` anlamında kullanılan bir söz
1. `mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi` anlamında kullanılan bir söz
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Yel yeperek
1. Birdenbire genel sekreterin yel yepelek odadan içeriye girdiğini gördüm.
1. Birdenbire genel sekreterin yel yepelek odadan içeriye girdiğini gördüm.
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Çok acele, telaşlı bir biçimde, bilinçsizce (koşuşturmak), yel yepelek
1. aceleyle, telaşlı bir biçimde
1. Kızım çıldırdın mı? Böyle yel yeperek yelken kürek, sağını solunu görmeden nereye gidiyorsun?
1. Kızım çıldırdın mı? Böyle yel yeperek yelken kürek, sağını solunu görmeden nereye gidiyorsun?
1. isim , isim , isim , isim , Yeldirmek işi
2. Kadınların çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük
1. Yeldirmelerine sarılmış yanık yüzlü bir küme köy kadını hep birden trene ellerini uzatıyor, bağırıyordu.
1. Yeldirmelerine sarılmış yanık yüzlü bir küme köy kadını hep birden trene ellerini uzatıyor, bağırıyordu.
3. İki veya daha çok uskumru ağının eklenmesiyle yapılan uzun ağ
1. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Aceleyle koşturmak, koşuşturmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yeldirmesi olan
1. Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor.
1. Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor.
1. isim , isim , isim , isim , At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar
1. Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim.
1. Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim.
2. Balıklarda sırt yüzgeci
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Havadar
çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği
1. isim , isim , isim , isim , Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
1. Sağ elini yelek cebine attı.
1. Sağ elini yelek cebine attı.
2. Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
1. Ok yeleği.
1. Ok yeleği.
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kuş kanadının büyük tüyü, telek
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Havadar
Telaffuz : ye'leken