Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yekûn

İlgili Kelimeler:

ceman yekûn, topyekûn

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Toplam

Örnek:

1. Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur.

1. Etraftaki hurmalıkta oturan taşralı halkın yekûnu da dört, beş bin kişiyi bulur.


Lisan : Arapça yekūn

Telaffuz : yekû:nu

yekûn çekmek
Anlamı:

1. konuşmaya son vermek


yekvücut
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hep birlikte


Lisan : Türkçe yek + Arapça vucūd

Telaffuz : ye'kvücut

yekvücut olmak
Anlamı:

1. birleşmek, tek bir yürek olmak


yel

İlgili Kelimeler:

yel değirmeni, yelkesen, yelkıran, yelkovan, yelölçer, yel yepelek, yel yeperek, yelyutan, akça yel, ak yel, boz yel, kaba yel, kara yel, kızıl yel, akşam yeli, deniz yeli, gün yeli, kara yeli, sabah yeli, sam yeli, seher yeli, tan yeli, yıldız yeli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rüzgâr

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Romatizma ağrısı

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kalın bağırsaktaki gaz


yel değirmeni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rüzgâr gücüyle çalışan değirmen


yel gibi
Anlamı:

1. çok hızlı bir biçimde, çabucak, hızla


yel gibi gelen sel gibi gider
Anlamı:

1. `emek vermeden ele geçen para çarçur olur gider` anlamında kullanılan bir söz


yel üfürdü, sel (veya su) götürdü
Anlamı:

1. `mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi` anlamında kullanılan bir söz


yel vermek
Anlamı:

1. rüzgârı veya havayı herhangi bir şeyin üzerine yöneltmek


yel yepelek
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Yel yeperek

Örnek:

1. Birdenbire genel sekreterin yel yepelek odadan içeriye girdiğini gördüm.

1. Birdenbire genel sekreterin yel yepelek odadan içeriye girdiğini gördüm.


yel yeperek
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Çok acele, telaşlı bir biçimde, bilinçsizce (koşuşturmak), yel yepelek


yel yeperek yelken kürek
Anlamı:

1. aceleyle, telaşlı bir biçimde

Örnek:

1. Kızım çıldırdın mı? Böyle yel yeperek yelken kürek, sağını solunu görmeden nereye gidiyorsun?

1. Kızım çıldırdın mı? Böyle yel yeperek yelken kürek, sağını solunu görmeden nereye gidiyorsun?


yeldirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeldirmek işi

2. Kadınların çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük

Örnek:

1. Yeldirmelerine sarılmış yanık yüzlü bir küme köy kadını hep birden trene ellerini uzatıyor, bağırıyordu.

1. Yeldirmelerine sarılmış yanık yüzlü bir küme köy kadını hep birden trene ellerini uzatıyor, bağırıyordu.

3. İki veya daha çok uskumru ağının eklenmesiyle yapılan uzun ağ


yeldirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Aceleyle koşturmak, koşuşturmak


yeldirmeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yeldirmesi olan

Örnek:

1. Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor.

1. Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor.


yeldirmesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yeldirmesi olmayan


yele
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar

Örnek:

1. Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim.

1. Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim.

2. Balıklarda sırt yüzgeci


yele vermek
Anlamı:

1. savurmak, boşuna harcamak


yeleç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Havadar


yelek

İlgili Kelimeler:

çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi

Örnek:

1. Sağ elini yelek cebine attı.

1. Sağ elini yelek cebine attı.

2. Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy

Örnek:

1. Ok yeleği.

1. Ok yeleği.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kuş kanadının büyük tüyü, telek


yeleken
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Havadar


Telaffuz : ye'leken

yelekleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeleklemek işi


yeleklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Okun kuyruğuna tüy takmak


yeleklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeleklenmek işi