Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yazıt bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konusu, yazıtları incelemek olan tarihe yardımcı bilim, epigrafi


yazıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazıvermek işi


yazıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya kısa sürede yazmak

Örnek:

1. Arada fıkra da yazıver diye kulağıma çıtlatıverdi.

1. Arada fıkra da yazıver diye kulağıma çıtlatıverdi.


Telaffuz : yazı'vermek

yazıya dökmek
Anlamı:

1. herhangi bir konuyu yazı ile anlatmak


yazıya geçirmek
Anlamı:

1. yazmak, yazılı duruma getirmek

Örnek:

1. Dün anlattıklarımı yazıya geçirirken bir yığın yazım yanlışı yapmışlar.

1. Dün anlattıklarımı yazıya geçirirken bir yığın yazım yanlışı yapmışlar.


yazıya gelmemek
Anlamı:

1. yazı ile anlatılamamak


yazıyı çıkarmak (veya sökmek)
Anlamı:

1. okuyabilmek

Örnek:

1. Benim yerinden dahi kımıldatmaya gücümün yetmediği Afrika seyahatnamesini yere indirtir, kendim de yere uzanır, gözlerim ağrıyıncaya kadar yazıları sökmeye çalışırdım.

1. Benim yerinden dahi kımıldatmaya gücümün yetmediği Afrika seyahatnamesini yere indirtir, kendim de yere uzanır, gözlerim ağrıyıncaya kadar yazıları sökmeye çalışırdım.


yazlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazlamak işi


yazlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yazı bir yerde geçirmek

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bahar gelmek


yazlı kışlı
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bütün yıl boyunca

Örnek:

1. Onlar yazlı kışlı orada otururlar.

1. Onlar yazlı kışlı orada otururlar.


yazlığa çıkmak
Anlamı:

1. yazı geçirecek bir yere gitmek

Örnek:

1. Bu sene yazlığa çıkmışlar, Boyacıköyü'ndeki yeni yalıya taşınmışlar.

1. Bu sene yazlığa çıkmışlar, Boyacıköyü'ndeki yeni yalıya taşınmışlar.


yazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazın oturulan yer

Örnek:

1. Onun yazlığı Bakırköy'deki köşkü idi.

1. Onun yazlığı Bakırköy'deki köşkü idi.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yazın kullanılan (giyecek, ev vb.)

Örnek:

1. Gideceğimiz kasabada iki yazlık sinema varsa hapı yutmuşuzdur.

1. Gideceğimiz kasabada iki yazlık sinema varsa hapı yutmuşuzdur.


yazlıkçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tatillerini yazlıklarda geçiren kimse

Örnek:

1. Yağmurlu hava dolayısıyla yazlıkçılar üzgündü.

1. Yağmurlu hava dolayısıyla yazlıkçılar üzgündü.


yazlıkçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazlıkçı olma durumu


yazma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu bezden yapılmış

Örnek:

1. Sırtında siyah bir yeldirme, başında yazma bir başörtüsü, çenesinin yanında ilmikli.

1. Sırtında siyah bir yeldirme, başında yazma bir başörtüsü, çenesinin yanında ilmikli.


yazma

İlgili Kelimeler:

yazma eser, yazma nüsha, yazma yitimi, okuma yazma, el yazması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazmak işi, tahrir

Örnek:

1. Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm.

1. Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm.

2. Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap, yazma nüsha

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kabakulak


yazma eser
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde, elle yazılmış eser


yazma nüsha
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazma (I)

Örnek:

1. Eserin Farsça metninin yazma nüshaları arasında da bazen oldukça büyük farklara tesadüf edilmektedir.

1. Eserin Farsça metninin yazma nüshaları arasında da bazen oldukça büyük farklara tesadüf edilmektedir.


yazma yitimi
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Ellerinde, parmaklarında hiçbir sakatlık olmamasına karşın ruhsal sebeplerle yazma melekesini yitirme, agrafi


yazmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yemeni, yorgan yüzü vb. şeylere elle veya tahta kalıplarla desen yapan kimse

Örnek:

1. İki yazmacı, kenarda kayaların üstünde yazmalarını sermiş, kurutuyorlar.

1. İki yazmacı, kenarda kayaların üstünde yazmalarını sermiş, kurutuyorlar.

2. Yazma satan kimse

Örnek:

1. Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.

1. Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.


yazmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazmacının işi


yazmak fiil

İlgili Kelimeler:

yazboz

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak

Örnek:

1. Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum.

1. Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum.

2. Yazı ile anlatmak, yazıya dökmek

Örnek:

1. Adresini bilmiyorum ki yazayım.

1. Adresini bilmiyorum ki yazayım.

3. -de , -de , -de , -de , Yazar olarak görev yapmak

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yazı ile bildirmek, haber vermek

Örnek:

1. Mağlubiyet Almanya'yı karıştırmış, gazeteler yazıyor.

1. Mağlubiyet Almanya'yı karıştırmış, gazeteler yazıyor.

5. Bir bilim veya edebiyat eseri oluşturmak

6. Sayaç vb. sayılarla niceliği belirtmek

7. Kaydetmek

Örnek:

1. Çocuğu okula yazdılar.

1. Çocuğu okula yazdılar.

8. Bir göreve almak

Örnek:

1. O delikanlıyı polis yazmışlar.

1. O delikanlıyı polis yazmışlar.

9. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , İnsanın geleceğini belirlemek

Örnek:

1. Yazan böyle yazmış.

1. Yazan böyle yazmış.

10. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Gelinin yüzünü süslemek

Örnek:

1. Kalem alıp kaşın gözün yazmalı.

1. Kalem alıp kaşın gözün yazmalı.


yazmak fiil
Anlamı:

1. yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur

Örnek:

1. Düşeyazmak, öleyazmak.

1. Düşeyazmak, öleyazmak.


yazmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Yaymak, sermek

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Açmak

Örnek:

1. Hamur yazmak.

1. Hamur yazmak.


yazman

İlgili Kelimeler:

başyazman, genel yazman

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel kuruluş veya kamu kurum veya kuruluşlarında haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli, kâtip, sekreter

2. Özel kuruluş veya kamu kurum veya kuruluşlarında yazışmalardan sorumlu kimse, sekreter