yazılmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yazma işi yapılmak

Örnek:

1. Kusursuz şiirler öyle kolay kolay yazılmıyor.

1. Kusursuz şiirler öyle kolay kolay yazılmıyor.

2. Kendini bir yere yazdırmak, kaydolmak

Örnek:

1. İlk limanda gemici yazıldım.

1. İlk limanda gemici yazıldım.

3. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Birine tutulmak, sevmek

yazım

İlgili Kelimeler:

yazım kuralları, sesçil yazım

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir dilin belli kurallarla yazıya geçirilmesi, imla

Örnek:

1. Dün anlattıklarımı yazıya geçirirken bir yığın yazım yanlışı yapmışlar.

1. Dün anlattıklarımı yazıya geçirirken bir yığın yazım yanlışı yapmışlar.

2. Yazma işi

Örnek:

1. Selçuk'u bu çurçur işlerden daha ciddilerine, piyes yazımına ben ittim.

1. Selçuk'u bu çurçur işlerden daha ciddilerine, piyes yazımına ben ittim.

yazım kuralları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir dildeki sözcüklerin yazılış biçimlerini belirleyen kurallar

yazımcı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazı yazma işlerini yapan kimse

yazımcılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazımcının yaptığı iş

yazın

İlgili Kelimeler:

yazın bilimi, yazın dili, yazın eri, yazın tarihi, gökçe yazın, çocuk yazını

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyat

yazın

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yaz mevsiminde, yaz aylarında

Telaffuz : ya'zın

yazın bilimci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyat bilimi uzmanı

yazın bilimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyatla uğraşan bilim dalı, edebiyat bilimi

Örnek:

1. Böyle bir sav, hele yazın biliminin bunca çiçeklendiği çağımızda, kolay savunulamaz.

1. Böyle bir sav, hele yazın biliminin bunca çiçeklendiği çağımızda, kolay savunulamaz.

yazın dili

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebî dil

yazın eri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyatçı

yazın tarihi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyat tarihi

yazıncı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazın ile uğraşan, ilgilenen kimse, edebiyatçı

yazıncılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyatçılık

yazının cahili olmak

Anlamı:

1. okuma yazması olmamak, bilgisiz olmak

yazınsal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Edebî

Örnek:

1. Yaşayan şiirler yazdı, ille yazınsal gerçeklik diye tutturmaktan vazgeçti.

1. Yaşayan şiirler yazdı, ille yazınsal gerçeklik diye tutturmaktan vazgeçti.

yazıp çizmek

Anlamı:

1. yazmak

Yazır

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

Özel: Evet

yazış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazma işi

yazışabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazışabilmek işi

yazışabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Yazışma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Yazışma becerisi bulunmak

yazışma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir konuda karşılıklı yazı yazma, haberleşme, muhabere

Örnek:

1. Beni, annemle babamın yazışması ilgilendirmişti önceleri.

1. Beni, annemle babamın yazışması ilgilendirmişti önceleri.

yazışmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Yazılı olarak haberleşmek, birbirine yazmak

yazıt

İlgili Kelimeler:

yazıt bilimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe

Örnek:

1. Orhon yazıtları.

1. Orhon yazıtları.

2. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Çevresi kabartma silmeli, içinde yazı olan taş

yazıt bilimci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazıt bilimi ile uğraşan kimse