Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yaylacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaylacı olma durumu

2. Koyun ve sığır sürülerinin yazın yaylaya çıkarılması işi


Yayladağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hatay iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : yayla'dağı

Yayladere
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bingöl iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : yayla'dere

yaylak

İlgili Kelimeler:

alçak yaylak, orta yaylak, ön yaylak, yüksek yaylak

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Otlak

Örnek:

1. Arap atı olan iştahlı biner / Aşireti olan yaylağa konar

1. Arap atı olan iştahlı biner / Aşireti olan yaylağa konar


yaylakiye
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Sürü sahiplerinin yaylak sahiplerine verdikleri kira


Telaffuz : yayla:kiye

yaylama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaylamak işi

Örnek:

1. Başında da namlı namlı karın var / Seni yaylamanın zamanı dağlar

1. Başında da namlı namlı karın var / Seni yaylamanın zamanı dağlar


yaylamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Yazın yaylada oturmak, yaylaya çıkmak

Örnek:

1. Sarı yaylam bu yıl da seni yaylayamadım / Ala kar iken palazların avlayamadım

1. Sarı yaylam bu yıl da seni yaylayamadım / Ala kar iken palazların avlayamadım


yaylandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaylandırmak işi


yaylandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yaylar aracılığıyla hareketliliğini sağlamak

2. Altında yay varmış gibi esnetmek


yaylanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaylanmak işi


yaylanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yaylar üzerinde hareket etmek

2. Bacakları dizden esneterek yay üzerindeymiş gibi sallanmak

Örnek:

1. Bu sefer Ömer, bacaklarının üstünde yaylanarak dövüşe hazır, cevap vermiş.

1. Bu sefer Ömer, bacaklarının üstünde yaylanarak dövüşe hazır, cevap vermiş.

3. argo , argo , argo , argo , Çekilip gitmek

Örnek:

1. Burası aile muhiti, ders çalışanlar var; haydi bakayım, yaylanın!

1. Burası aile muhiti, ders çalışanlar var; haydi bakayım, yaylanın!


yaylı

İlgili Kelimeler:

yaylı araba, yaylı çalgılar, yaylı sazlar, yaylı tambur, yaylı terazi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yayı olan

Örnek:

1. Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor.

1. Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor.

2. Ok ve yayla silahlanmış

3. isim , isim , isim , isim , Üstü ve yanları kapalı, dört tekerlekli, altında yayları olan, atla çekilen bir tür binek arabası, yaylı araba

Örnek:

1. Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda

1. Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla / Savrulmaya başladı karlar etrafımızda


yaylı araba
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaylı

Örnek:

1. Bir yaylı araba Süleyman Çavuş'un evi önünde durdu, abani sarıklı genç bir adam başını uzatıp etrafına bakındı.

1. Bir yaylı araba Süleyman Çavuş'un evi önünde durdu, abani sarıklı genç bir adam başını uzatıp etrafına bakındı.


yaylı çalgılar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaylı sazlar


yaylı sazlar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keman, kemençe, viyolonsel vb. yayla çalınan çalgılar, yaylı çalgılar


yaylı tambur
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Yayla çalınan bir tambur türü


yaylı terazi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yay düzeni ile yapılmış tartı aleti


yaylım

İlgili Kelimeler:

yaylım ateşi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yayılma, dağılma işi

Örnek:

1. Narayı müteakip müthiş bir küfür yaylımı, daha ardından feryat ve figan...

1. Narayı müteakip müthiş bir küfür yaylımı, daha ardından feryat ve figan...

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yaylak, otlak


yaylım ateşi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birden çok ateşli silahın aynı zamanda ateş etmesi

Örnek:

1. Sofrada sana karşı epeyce şiddetli bir yaylım ateşinin açılışına şahit oldum.

1. Sofrada sana karşı epeyce şiddetli bir yaylım ateşinin açılışına şahit oldum.

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Genellikle topla yapılan ateş, salvo

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Toplu olarak hücum etme

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine karşı yoğun olarak sözlü veya yazılı eleştiride bulunma, salvo


yayma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaymak işi

2. Yaymacının sattığı şeylerden oluşan sergi

Örnek:

1. Hırdavat yayması.

1. Hırdavat yayması.


yaymaca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Propaganda


yaymacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pazarlarda veya sokaklarda sergi açıp ufak tefek eşya veya hırdavat satan kimse

Örnek:

1. Yaymacıların sokağa döktükleri semaver, ibrik, şamdan, havan eli...

1. Yaymacıların sokağa döktükleri semaver, ibrik, şamdan, havan eli...


yaymacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaymacının yaptığı iş


yaymak fiil

İlgili Kelimeler:

ısıyayar, sesyayar, sıcaklıkyayar

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek

Örnek:

1. Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı.

1. Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı.

2. Birçok kimseye duyurmak

Örnek:

1. Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı.

1. Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı.

3. Çevreye dağılmasına sebep olmak

Örnek:

1. Sıtmayı çevreye yayan sivrisineklerdir.

1. Sıtmayı çevreye yayan sivrisineklerdir.

4. -i , -i , -i , -i , Sınırı genişletmek

Örnek:

1. Tozu yaymak. Lekeyi yaymak.

1. Tozu yaymak. Lekeyi yaymak.

5. -i , -i , -i , -i , Koyun, inek vb.ni otlatmak

6. -i , -i , -i , -i , Dağınık ve düzensiz bir biçimde saçmak, dağıtmak

7. Işık kaynağı, ışığı kendinden dışarıya doğru çeşitli yönlere göndermek

Örnek:

1. Mumun yaydığı ışık zayıftı.

1. Mumun yaydığı ışık zayıftı.


yaysız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yayı olmayan