Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yaşa
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hoşnutluk, sevinç vb. duyguları anlatmak için söylenen bir söz, yaşasın, ole, oley

Örnek:

1. Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa!

1. Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa!


yasa bürünmek (veya boğulmak veya gömülmek)
Anlamı:

1. çok üzülmek

Örnek:

1. Bütün ev halkı yasa bürünmüştü, o gece hiçbirinin gözüne uyku girmedi.

1. Bütün ev halkı yasa bürünmüştü, o gece hiçbirinin gözüne uyku girmedi.


yasa çıkarmak (veya yapmak veya koymak)
Anlamı:

1. bir yasa önerisi, yasama gücü tarafından onaylanmak


yasa dışı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Yasalara, yasa kurallarına uymayan, kanun dışı, gayrikanuni, illegal

Örnek:

1. Sakın ha, yasa dışı işlere kalkışıp da bunca temiz gökdelene gölge düşürme.

1. Sakın ha, yasa dışı işlere kalkışıp da bunca temiz gökdelene gölge düşürme.


yasa dışılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasa dışı olma durumu, kanun dışılık, illegallik


yasa koyucu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Yasa yapma veya koyma yetkisi olan, kanun koyucu, vazııkanun


yasa koyuculuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasa koyucunun yaptığı iş, kanun koyuculuğu


yasa önerisi
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yasa teklifi


yasa sözcüsü
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Danıştay savcısı, kanun sözcüsü


yasa tasarısı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Hükûmet tarafından hazırlanarak yasalaşması için meclise gönderilen kanun metni, kanun tasarısı, kanun layihası


yasa teklifi
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Meclis üyelerinin meclise sunmak üzere hazırladıkları kanun örneği, yasa önerisi, kanun teklifi


yasağı (veya yasakları) çiğnemek
Anlamı:

1. uyulması gereken kurallara uymamak

Örnek:

1. Ama yasağı çiğneyebilirim bu gece.

1. Ama yasağı çiğneyebilirim bu gece.


yasak

İlgili Kelimeler:

yasak aşk, yasak bölge, yasak ilişki, yasak kitap, yasak meyve, av yasağı, basın yasağı, seçim yasağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir işin yapılmasına karşı olan yasal veya yasa dışı engel, memnuiyet

Örnek:

1. İçki yasağı. Av yasağı.

1. İçki yasağı. Av yasağı.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapılmaması istenmiş olan, yok, memnu, haram

Örnek:

1. Bizim çocukluğumuzun şiirlerinde neşe yasak denecek kadar ayıptı.

1. Bizim çocukluğumuzun şiirlerinde neşe yasak denecek kadar ayıptı.


yasak aşk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hukuk, din, töre bakımından uygun görülmeyen, reddedilen aşk

Örnek:

1. Halit Ziya'nın romanı yasak aşklar üzerine kurulu.

1. Halit Ziya'nın romanı yasak aşklar üzerine kurulu.


yasak bölge
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerinden uçakların geçme izninin sınırlı olduğu, güvenlik sebebiyle içeriye girişlerin özel olarak sınırlandırıldığı bölge, memnu mıntıka


yasak etmek
Anlamı:

1. yapılmamasını istemek, yasaklamak

Örnek:

1. On sekiz yaşını doldurmayan talebelerin kahveye gitmeleri yasak edilmiş.

1. On sekiz yaşını doldurmayan talebelerin kahveye gitmeleri yasak edilmiş.


yasak ilişki
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gelenek, göreneklere ve yasalara aykırı olarak yaşanan gönül ilişkisi


yasak kitap
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Satışı ve dağıtımı yasaklanmış olan kitap


yasak meyve
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı'nın yasaklamasına rağmen Âdem'in, Havva'nın elinden yediği meyve, memnu meyve


yasak olmak
Anlamı:

1. yapılmaması istenmek, yasaklanmak


yasak savmak
Anlamı:

1. bir nesne, bir gereksinimi geçici olarak karşılamak, şimdilik işe yaramak

Örnek:

1. Bu boyun bağı eskimiş ama bugünlük yasak savar.

1. Bu boyun bağı eskimiş ama bugünlük yasak savar.

2. bir işi hatır için, gönülsüz olarak üstünkörü yapmak

Örnek:

1. Bunu da yasak savar gibi değil, yararlı olmak kaygısı ile yani özenle yapacaksınız.

1. Bunu da yasak savar gibi değil, yararlı olmak kaygısı ile yani özenle yapacaksınız.


yasakçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasağı koyan veya uygulayan kimse

Örnek:

1. Yasaklanan bir filmin ya da bir kitabın, yasakçıya neden zarar vermemiş olduğu sorusu yanıtsız kalır.

1. Yasaklanan bir filmin ya da bir kitabın, yasakçıya neden zarar vermemiş olduğu sorusu yanıtsız kalır.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bekçi, nöbetçi


yasakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasakçı olma durumu


yasaklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasaklamak işi, men

Örnek:

1. Yasaklamaların dönem dönem gerekçeleri de değişiyordu.

1. Yasaklamaların dönem dönem gerekçeleri de değişiyordu.


yasaklamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin yapılmamasını buyurmak veya istemek, menetmek

Örnek:

1. İhtiyarın ona yasakladığı üç beş şeyden birisi de bu idi.

1. İhtiyarın ona yasakladığı üç beş şeyden birisi de bu idi.