92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Vurma ve incitme sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük
1. Üstü başı parça parça, vücudu yara bere içinde fakat gözleri bakıyor ve ağzı gülüyor gibi.
1. Üstü başı parça parça, vücudu yara bere içinde fakat gözleri bakıyor ve ağzı gülüyor gibi.
2. Herhangi bir şeyde görülen çizik, ezik
1. yara kapanmayıp akıntı sürmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , üzücü bir olayın etkisi bitmemek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Halk arasında yaralara iyi geldiğine inanılan bitki
1. -i , -i , -i , -i , Yarma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Yarmaya gücü yetmek
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , bir şeye hayran kalındığında söylenen bir söz
1. Maşallah` şu güzelliğe bak Ruhsar, Yaradan'a kurban olayım.
1. Maşallah` şu güzelliğe bak Ruhsar, Yaradan'a kurban olayım.
1. bütün gücünü kullanarak
1. Yaradan'a sığınıp Osmanlı tokadını çarptık mı adamı lobut yemişe çeviren biz değil miydik?
1. Yaradan'a sığınıp Osmanlı tokadını çarptık mı adamı lobut yemişe çeviren biz değil miydik?
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Yaradancılık öğretisi yanlısı olan
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Tanrı'ya inanmakla birlikte, belli bir dinin dogmalarını ve ilkelerini benimsemeyen, Tanrı'nın evreni yarattıktan sonra onu, kendi yasasına göre işlemek üzere kendi başına bıraktığını öne süren öğreti
Özel: Evet
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsede doğuştan bulunan vücut ve ruh özelliklerinin tümü, mizaç, huy, tıynet, cibilliyet
1. Yaradılışı gereği çapraşık olmayan durumları severdi o.
1. Yaradılışı gereği çapraşık olmayan durumları severdi o.
2. Bir şeyin yaratılırken kazanmış olduğu özellikler bakımından durumu, fıtrat, hilkat
1. Yılan kendini korumakta görünüyorsa bu, atlayıp kuşu tutmaya yaradılışının elverişli olmamasından.
1. Yılan kendini korumakta görünüyorsa bu, atlayıp kuşu tutmaya yaradılışının elverişli olmamasından.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğuştan vücut ve ruh özelliklerinin tümünü üzerinde taşıyan
1. Bütün hassas insanlar gibi çok alıngan yaradılışlı idi.
1. Bütün hassas insanlar gibi çok alıngan yaradılışlı idi.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Doğumla beraber, yaradılıştan beri, doğuştan, kudretten, fıtraten, hilkaten
1. Kumandan yaradılıştan yumuşak adam. Zorla suratsızlık olmuyor.
1. Kumandan yaradılıştan yumuşak adam. Zorla suratsızlık olmuyor.
dalyarak
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Silah
2. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Erkeklik organı
1. -i , -i , -i , -i , Silah, bıçak vb. bir araçla yara açmak
1. Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı.
1. Kocaman bir bıçağı kuşağının arasından çıkarıp Seher'i böğründen yaraladı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gücendirmek, incitmek, kırmak
1. Gururunu yaraladılar.
1. Gururunu yaraladılar.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yaralanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Yaralanma işi
1. Hele Balkan Harbi hengâmında alnından yaralanışı, öldü sanılıp ... unutuluşu...
1. Hele Balkan Harbi hengâmında alnından yaralanışı, öldü sanılıp ... unutuluşu...
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yaralama işi yapılmak
1. Yaralanmıştı, ümitsizdi. Olayı bütün yönleriyle anlattı.
1. Yaralanmıştı, ümitsizdi. Olayı bütün yönleriyle anlattı.
1. -i , -i , -i , -i , Yaralama ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Yaralamaya gücü yetmek