Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yalnızlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalnızlaşmak işi

Örnek:

1. Şehirler kalabalıklaştıkça insanların yalnızlaşması başka nasıl açıklanabilir?

1. Şehirler kalabalıklaştıkça insanların yalnızlaşması başka nasıl açıklanabilir?


yalnızlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yalnız duruma gelmek, tenhalaşmak

Örnek:

1. Armut ağaçlarının seyrekliğinde kurulu çadırlar, ay ışığında yalnızlaşıyordu.

1. Armut ağaçlarının seyrekliğinde kurulu çadırlar, ay ışığında yalnızlaşıyordu.


yalnızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalnız olma durumu, kimsesizlik

Örnek:

1. Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir / Gittikçe artıyor yalnızlığımız

1. Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir / Gittikçe artıyor yalnızlığımız

2. Kimse bulunmama durumu, ıssızlık, tenhalık


Yalova

İlgili Kelimeler:

Yalova kaymakamı, Yalova misketi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : yalo'va

Yalova kaymakamı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Kendini önemli kişi sanan kimse


Yalova misketi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ege ve Akdeniz bölgelerinde sofralık olarak üretilen, beyaz renkli, oval ve iri taneli bir tür üzüm


Yalovalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalova ilinden olan kimse


Özel: Evet

Yalovalılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalovalı olma durumu


Özel: Evet

yalpa
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması

2. İki yana sallanarak, eğilerek yürüme

Örnek:

1. İkisi de yalpada, kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar.

1. İkisi de yalpada, kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar.

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Mekanik bir parçanın genel düzlemden kısmen sapması


Telaffuz : ya'lpa

yalpa vurmak
Anlamı:

1. rüzgâr, deniz ve yolun durumu dolayısıyla deniz taşıtları iki yana sallanmak

2. iki yana eğilerek yürümek

Örnek:

1. Kendisi siyah astragan kürkünün içinde sağa sola hafif bir yalpa vuruyordu.

1. Kendisi siyah astragan kürkünün içinde sağa sola hafif bir yalpa vuruyordu.

3. dağılmak, sağa sola yayılmak

Örnek:

1. Ara sıra çatlak bir nara, dağdan dağa yalpa vuruyor.

1. Ara sıra çatlak bir nara, dağdan dağa yalpa vuruyor.


yalpa yapmak
Anlamı:

1. yalpalamak

Örnek:

1. Deniz sakin bile olsa savaş durumunda gemi mutlaka yalpa yapacak.

1. Deniz sakin bile olsa savaş durumunda gemi mutlaka yalpa yapacak.


yalpak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Dalkavuk

2. Sarp yer, uçurum

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sokulgan, cana yakın


yalpaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dalkavukluk


yalpalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalpalamak işi

Örnek:

1. Ruh muvazenesi yalpalamaya başlayınca nesil ahengi kaybolmaya yüz tutar ve şimdiki manzara doğar.

1. Ruh muvazenesi yalpalamaya başlayınca nesil ahengi kaybolmaya yüz tutar ve şimdiki manzara doğar.


yalpalamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dengesi bozularak bir sağa, bir sola eğilmek

Örnek:

1. Lodoslu deniz aşağıdaki kıyıyı dövdükçe koca bina derinden derine yalpalardı.

1. Lodoslu deniz aşağıdaki kıyıyı dövdükçe koca bina derinden derine yalpalardı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kararsızlık içinde kalarak ne yapacağını bilmemek

Örnek:

1. Böylece bu medeniyete mahkûm edilmiş olan insanlar kendileri için çekilmiş iki çizgi arasında yalpalayıp duruyorlar.

1. Böylece bu medeniyete mahkûm edilmiş olan insanlar kendileri için çekilmiş iki çizgi arasında yalpalayıp duruyorlar.


yalpalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalpalanmak durumu


yalpalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sallanmak, bir o yana bir bu yana gidip gelmek


yalpalatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalpalatmak işi


yalpalatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yalpalamasına sebep olmak


yalpalayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yalpalama işi


yalpı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Eğimli yüzey, yamaç

2. İki tepe arasındaki düzlük


yalpık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Derinliği az ve geniş olan, yayvan


yalpılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir yanı öbüründen yüksek veya kalın


yaltak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dalkavuk


yaltakça
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaltağa yakışır

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yaltağa yakışır bir biçimde