92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yakalığı olmayan
1. Yakalıksız gömleğinin bir düğmesi kopmuş, gerdanı yarıya kadar açılmıştı.
1. Yakalıksız gömleğinin bir düğmesi kopmuş, gerdanı yarıya kadar açılmıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı
1. Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim / Çifte sandal, yüzüyorduk; o yüzer, ben yüzerim
1. Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim / Çifte sandal, yüzüyorduk; o yüzer, ben yüzerim
2. Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı
Lisan : Rumca
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Denizde yakamozlar oluşmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yakamozu olan
1. Yakamozlu lacivert göl perde perde açıldı, aydınlandı.
1. Yakamozlu lacivert göl perde perde açıldı, aydınlandı.
1. isim , isim , isim , isim , Birkaç kişilik iki takım arasında bir el topuyla oynanan ve topu karşı takım oyuncusuna vurma temeline dayanan bir oyun türü
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tatarcık
1. isim , isim , isim , isim , Yakarma işi, yakarı
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı'dan bir şey dilemek amacıyla söylenen söz, dua, münacat
1. isim , isim , isim , isim , Yakarmak işi
1. Hasılı isyan bayrağını çekti Miralay Bey. Yalvarma yakarma artık hiçbir şey para etmiyor.
1. Hasılı isyan bayrağını çekti Miralay Bey. Yalvarma yakarma artık hiçbir şey para etmiyor.
yalvarış yakarış
1. -e , -e , -e , -e , Israrlı bir biçimde istemek, yalvarmak
1. Yalvarmak, yakarmak nafile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider
1. Yalvarmak, yakarmak nafile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider
2. Tanrı'ya içten yalvararak dua etmek, niyaz etmek
1. söylenmesinden kaçınılan (söz, sövgü veya açık saçık nükte)
1. Bir yandan yakası açılmadık küfürler, bir yandan dedikodu ve türküler.
1. Bir yandan yakası açılmadık küfürler, bir yandan dedikodu ve türküler.
1. hesap sormak veya bir şey istemek için tutup bırakmamak
1. Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu.
1. Sonra eşyaya bir zarar gelecek olursa Gülsüm'ün yakasına yapışıyordu.
2. İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı.
2. İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı.
Ön Takı : (birinin)
1. zorlamak, baskı yapmak
1. Bereket versin, hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler.
1. Bereket versin, hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler.
1. istediği şeyi almak veya dövüşmek için birini bırakmamak, zorlamak
Ön Takı : (birinin)
1. bezdirecek kadar üstüne düşmek, rahat vermemek, ısrar etmek
1. Kendimi unutturup kaybettirmeye çalıştığım burada da başkan, yakamı bırakmadı.
1. Kendimi unutturup kaybettirmeye çalıştığım burada da başkan, yakamı bırakmadı.
Ön Takı : (birinin)
1. bir şeyin, bir kimsenin etkisinden kendisini kurtaramamak
1. Ooo ... dedi, konukların en yaşlısı, sen yakanı iyice kaptırmış gibisin.
1. Ooo ... dedi, konukların en yaşlısı, sen yakanı iyice kaptırmış gibisin.
yakasız gömlek, yakasız mintan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yakası olmayan
1. Adamın sırtında yakasız bir mintan, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı.
1. Adamın sırtında yakasız bir mintan, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kefen
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kefen
1. bir işten kurtulmak
1. Pek sıkboğaz ederlerse bakalım bir sırasını düşürebilirsek yolunda bir yalanla yakamızı kurtarırız.
1. Pek sıkboğaz ederlerse bakalım bir sırasını düşürebilirsek yolunda bir yalanla yakamızı kurtarırız.
2. Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın.
2. Ebe sendin, yaklaş da gözlerini bağlayayım, ebelikten kolay kolay yakayı sıyıramazsın.
1. kaçamayarak ele geçmek, yakalanmak
1. Bu konuda hiç kimsenin yakayı ele vermeyeceğine şimdiden kalıbımı basarım.
1. Bu konuda hiç kimsenin yakayı ele vermeyeceğine şimdiden kalıbımı basarım.