92406 kayıt bulundu.
1. Türk alfabesinin yirmi sekizinci sırasında yer alan ve Ye adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından yumuşak, sürtünücü ön damak ünsüzünü gösterir
ya da, yahut, veya
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz
1. Ya, bu adam kim?
1. Ya, bu adam kim?
2. Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz
1. Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?
1. Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?
3. Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz
1. Biz de gelelim mi? -Gelin ya.
1. Biz de gelelim mi? -Gelin ya.
4. Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz
1. Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya.
1. Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya.
5. Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz
1. Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?
1. Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?
6. Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde `hele, özellikle` anlamlarında kullanılan bir söz
1. O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar.
1. O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar.
7. Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz
1. Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var.
1. Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var.
8. Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya
Lisan : Farsça yā
yalelli
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü
1. Yürü ya mübarek!
1. Yürü ya mübarek!
2. edat , edat , edat , edat , Evet
Lisan : Arapça yā
Telaffuz : ya:
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Birinden birinin olacağı sanılan iki iş için kullanılan bir söz
1. Gönül gurbet ele çıkma / Ya gelinir ya gelinmez
1. Gönül gurbet ele çıkma / Ya gelinir ya gelinmez
2. Birinden birinin seçilmesi gereken durumlarda kullanılan bir söz
1. Ya gideceksin ya gitmeyeceksin.
1. Ya gideceksin ya gitmeyeceksin.
3. Cümlede eş görevli ögeler arasında ya ... ya ..., ya ... veya, ya ... yahut biçimlerinde tekrarlanarak kullanılan bir söz
1. Kırk elli kişi kadar ya var ya yoktur.
1. Kırk elli kişi kadar ya var ya yoktur.
Lisan : Farsça yā ... yā ...
1. `buranın şartlarına uymalı veya buradan ayrılmalı` anlamında kullanılan bir söz
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz
1. Ya oyunu kullanırsın ya da toplantıya katılmazsın.
1. Ya oyunu kullanırsın ya da toplantıya katılmazsın.
1. `ilerisi için verdiğim sözden korkmuyorum, o zamana kadar şartlar değişebilir` anlamında kullanılan bir söz
1. `sonunda büyük bir başarıya ulaşmak için yok olma tehlikesi bile göze alınır` anlamında kullanılan bir söz
1. Atasözlerinde, ya devlet başa ya kuzgun leşe, demişiz.
1. Atasözlerinde, ya devlet başa ya kuzgun leşe, demişiz.
1. zor, tehlikeli bir durum karşısında `ne olursa olsun` gibi kötü ihtimalin de göze alındığını anlatan bir söz
1. Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü deyip birden yukarı bakıverdim.
1. Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü deyip birden yukarı bakıverdim.
1. bazı özellikleri olduğu gibi bir yerden, bir kimseden almış kimseler için kullanılan bir söz
1. Tanrı'm, Allah'ım
1. Ya Rabbi, sen bize acı! Ya Rabbi, bu ne hâl!
1. Ya Rabbi, sen bize acı! Ya Rabbi, bu ne hâl!
1. bir sıkıntıya ses çıkarmadan veya ona karşı bir şey yapmadan katlanmak
1. Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız.
1. Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız.
1. karşılaşmalarda sporcuların veya seyircilerin yaşa veya yaşasın sözü yerine kullandıkları bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, tahtadan tarım aracı
yaban arısı, yaban armudu, yaban asması, yaban baklası, yaban çileği, yaban defnesi, yaban domuzu, yaban enginarı, yaban eriği, yaban eşeği, yaban fesleğeni, yaban gülü, yaban havucu, yaban inciri, yaban kazı, yaban keçisi, yaban kedisi, yaban keteni, yaban koyunu, yaban maydanozu, yaban mersini, yaban nanesi, yaban ördeği, yaban pancarı, yaban pazısı, yaban sümbülü, yaban tavşanı, yaban teresi, yaban turpu, yaban yasemini, yazı yaban
1. isim , isim , isim , isim , İnsan yaşamayan ıssız yer
2. Vahşi olan, evcil olmayan canlı
1. Yaban keçisi. Yaban kedisi.
1. Yaban keçisi. Yaban kedisi.
3. Kendi kendine yetişen bitki
1. Yaban sarımsağı.
1. Yaban sarımsağı.
4. Aile ocağından uzak olan yer
1. Az değildir varmadan senin gibi yurduna / Post verenler yabanın hayduduna, kurduna
1. Az değildir varmadan senin gibi yurduna / Post verenler yabanın hayduduna, kurduna
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Issız
1. Yalnız, yaban ormanda yaşayan yerliler bu zehrin ilacını bilirler.
1. Yalnız, yaban ormanda yaşayan yerliler bu zehrin ilacını bilirler.
6. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse
1. Yerliler bize yaban derler ve aramıza katılmazlardı.
1. Yerliler bize yaban derler ve aramıza katılmazlardı.
Lisan : Farsça yābān
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Zar kanatlıların yaban arısıgiller familyasından, arıya benzeyen, iğneli bir böcek, sarıca (Vespa vulgaris)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Toplu olarak yaşayan iğneli yaban arıları familyası
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ahlat (I)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Akasma
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Termiye