Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
vuruntu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ateşleme bozukluğu veya yanmanın sıra dışı olması sebebiyle bir motorun içinden gelen gürültü


vuruntulu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzensiz bir biçimde çalışan (motor)


vuruntusuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzenli bir biçimde çalışan (motor)


vurup kafayı yatmak (veya uyumak)
Anlamı:

1. uykusu geldiğinde hemen yatmak

Örnek:

1. Vurup kafayı tekrar uyumaya çalıştım ama nafile.

1. Vurup kafayı tekrar uyumaya çalıştım ama nafile.


vuruş

İlgili Kelimeler:

çift vuruş, önleyici vuruş, serbest vuruş, başlama vuruşu, ceza vuruşu, kale vuruşu, korner vuruşu, köşe vuruşu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vurma işi

Örnek:

1. Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var.

1. Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var.

2. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri, darp

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Tempo

4. teknik , teknik , teknik , teknik , Bir kuvvetin etkileme süresi ile şiddetinin çarpımından çıkarılan nicelik


vuruşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vuruşabilmek işi


vuruşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Vuruşma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Vuruşmaya gücü yetmek

3. Vuruşma becerisi bulunmak


vuruşkan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dövüşken


vuruşkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dövüşkenlik


vuruşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vuruşmak işi


vuruşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Birbirini vurmak, dövüşmek

2. Savaşmak, çarpışmak


vuruşturma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vuruşturmak işi


vuruşturmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Vuruşma işini yaptırmak


vürut
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geliş, gelme

Örnek:

1. Ben onun yatağa bu suretle vüruduna hayret ederken o, gözlüklerini çıkarıp yanındaki masanın üstüne koydu.

1. Ben onun yatağa bu suretle vüruduna hayret ederken o, gözlüklerini çıkarıp yanındaki masanın üstüne koydu.


Lisan : Arapça vurūd

Telaffuz : vüru:t

vuruverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vuruvermek işi


vuruvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Ansızın vurmak


Telaffuz : vuru'vermek

vüsat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Genişlik

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Uzam


Lisan : Arapça vusʿat

vuslat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevgiliye kavuşma


Lisan : Arapça vuṣlat

vuslata ermek
Anlamı:

1. kavuşmak


vusul
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ulaşma, varma


Lisan : Arapça vuṣūl

Telaffuz : vusu:l

vusul bulmak
Anlamı:

1. ulaşmak, varmak


vüzera

İlgili Kelimeler:

vezir vüzera

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Vezirler


Lisan : Arapça vuzerāʾ

Telaffuz : vüzera:

vuzuh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açık olma durumu, açıklık, aydınlık

Örnek:

1. Bu akşam bilhassa Şevki'nin fikrindeki vuzuh onu düşündürdü.

1. Bu akşam bilhassa Şevki'nin fikrindeki vuzuh onu düşündürdü.

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Açıklık


Lisan : Arapça vużūḥ

Telaffuz : vuzu:hu

vuzuhsuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belirsiz


vuzuhsuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belirsizlik

Örnek:

1. İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez.

1. İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez.