Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
uykucu

İlgili Kelimeler:

uykucu Mahmut

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uykuyu seven, çok uyuyan kimse


uykucu Mahmut
Anlamı:

1. isim , isim , şaka yollu , şaka yollu , isim , isim , şaka yollu , şaka yollu , Uykuyu çok seven, çok uyuyan kimseler için kullanılan bir söz


Telaffuz : uykucu mahmudu

uykuculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uykucu olma durumu


uykuda olmak
Anlamı:

1. yürütülmemek, olduğu gibi durmak


Ön Takı : (bir iş)

uykulu

İlgili Kelimeler:

uykulu uykulu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyku gereksinimi olan

Örnek:

1. Gözleri her zaman uykuludur.

1. Gözleri her zaman uykuludur.

2. Uyku sersemi olan

Örnek:

1. Uykulu gözlerini kırpıştırarak çöp tepelerine doğru yürüdüler.

1. Uykulu gözlerini kırpıştırarak çöp tepelerine doğru yürüdüler.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Uyku sersemi olarak


uykulu uykulu
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uykudan yeni kalkmışken, uyku sersemliği üzerindeyken


uykuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kasaplık hayvanların timüs ve pankreas bezlerine verilen ortak ad

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kundaktaki çocukların avucunda biriken kir

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Karaciğer

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Dalak


uykululuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uykulu olma durumu


uykusu açılmak (veya dağılmak)
Anlamı:

1. uykulu durumu geçmek

Örnek:

1. Aşağıdan bir şeyler dedilerse de uykusu açılmış olan nöbetçi hekim anlayamadı.

1. Aşağıdan bir şeyler dedilerse de uykusu açılmış olan nöbetçi hekim anlayamadı.


uykusu ağır
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyurken kolayca uyanmayan (kimse), uykusu derin

Örnek:

1. Göksel bir kere sahiden uyudu mu, uykusu ağırdır ve uzun sürer.

1. Göksel bir kere sahiden uyudu mu, uykusu ağırdır ve uzun sürer.


uykusu ağır olmak
Anlamı:

1. uykudan zor uyanmak


uykusu başına sıçramak
Anlamı:

1. uyuyamadığı için sersemleşmek

2. uykusunu iyi alamadığından hırçınlaşmak

Örnek:

1. Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda saç saça baş başa dövüşeceklerdi.

1. Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda saç saça baş başa dövüşeceklerdi.


uykusu bölünmek
Anlamı:

1. yeterince uyumadan uyanmak veya uyandırılmak


uykusu derin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uykusu ağır


uykusu derin olmak
Anlamı:

1. uykusu ağır olmak


uykusu gelmek
Anlamı:

1. uyuma isteği duymak


uykusu hafif
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küçük bir sesten hemen uyanan (kimse)

Örnek:

1. Uykum çok hafiftir.

1. Uykum çok hafiftir.


uykusu kaçmak
Anlamı:

1. uyumak amacıyla yatmışken herhangi bir sebeple uyuyamamak

Örnek:

1. Bir olta nasıl yapacağım diye uykularım kaçtı.

1. Bir olta nasıl yapacağım diye uykularım kaçtı.

2. kaygılanmak, tedirgin olmak


uykusunu almak
Anlamı:

1. uykusunu tam olarak uyumak


uykusuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyumamış veya uykusunu alamamış

Örnek:

1. Keşfedilmiş Amerika'yı yeniden keşfetmek üzere çıktığım uzun, engebeli, uykusuz yolculuklarımda Halim'in gözleri sulandı.

1. Keşfedilmiş Amerika'yı yeniden keşfetmek üzere çıktığım uzun, engebeli, uykusuz yolculuklarımda Halim'in gözleri sulandı.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Uyumadan, uykusunu almadan

Örnek:

1. İki geceyi uykusuz geçirdim.

1. İki geceyi uykusuz geçirdim.


uykusuz kalmak
Anlamı:

1. uyuyamamak

Örnek:

1. Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?

1. Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?


uykusuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyku uyuyamama veya uyumamış olma durumu

Örnek:

1. Uykusuzluğu ertesi gün ve daha sonraki günler de devam edince bir hekime gitme kararı aldı.

1. Uykusuzluğu ertesi gün ve daha sonraki günler de devam edince bir hekime gitme kararı aldı.


uykuya dalmak
Anlamı:

1. uyumaya başlamak

Örnek:

1. Sonunda uykuya dalınca, ay ışığı uyuyan denizcilerin mutlu yüzlerini apak aydınlattı.

1. Sonunda uykuya dalınca, ay ışığı uyuyan denizcilerin mutlu yüzlerini apak aydınlattı.


uykuya varmak
Anlamı:

1. uyumak

Örnek:

1. Yemek biter bitmez Ali sol elini yastık yaptı, hemen uykuya vardı.

1. Yemek biter bitmez Ali sol elini yastık yaptı, hemen uykuya vardı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , sükûnet, sessizlik, hareketsizlik içine girmek

Örnek:

1. Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya varmışlardı.

1. Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya varmışlardı.


uykuya yatmak
Anlamı:

1. uyumak için yatmak