uykusuz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyumamış veya uykusunu alamamış

Örnek:

1. Keşfedilmiş Amerika'yı yeniden keşfetmek üzere çıktığım uzun, engebeli, uykusuz yolculuklarımda Halim'in gözleri sulandı.

1. Keşfedilmiş Amerika'yı yeniden keşfetmek üzere çıktığım uzun, engebeli, uykusuz yolculuklarımda Halim'in gözleri sulandı.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Uyumadan, uykusunu almadan

Örnek:

1. İki geceyi uykusuz geçirdim.

1. İki geceyi uykusuz geçirdim.