Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
üşürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üşürmek işi


üşürmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Üşme işini yaptırmak, saldırtmak

Örnek:

1. Köpekleri onun üstüne üşürdü.

1. Köpekleri onun üstüne üşürdü.


üşüşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üşüşmek işi


üşüşmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Her yandan çokça bir araya gelmek, toplanmak, birikmek, üşmek

Örnek:

1. Herifin etrafına daha trenden inerken üşüştük.

1. Herifin etrafına daha trenden inerken üşüştük.


üşüşüverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üşüşüvermek işi


üşüşüvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak üşüşmek

Örnek:

1. Bilinçli yapmıyordu bunu, bilinç filan söz konusu değildi burada, kendiliğinden üşüşüveriyordu düşünceler kafasına.

1. Bilinçli yapmıyordu bunu, bilinç filan söz konusu değildi burada, kendiliğinden üşüşüveriyordu düşünceler kafasına.


Telaffuz : üşüşü'vermek

üşütme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üşütmek durumu


üşütmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Üşümesine sebep olmak

Örnek:

1. Havanın üşütecek kadar serin olmasına göre sabah yakın.

1. Havanın üşütecek kadar serin olmasına göre sabah yakın.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üşüyüp hasta olmak, soğuk almak

3. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Delirmek, aklını yitirmek


üşütük
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Aklını yitirmiş, delirmiş (kimse)


üşüyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üşüyebilmek işi


üşüyebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üşüme ihtimali bulunmak


ut
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, mızrapla çalınan bir çalgı

Örnek:

1. Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu.

1. Ferhunde, burada sevdiği bir ut muallimiyle evlenip bahtiyar olmuştu.


Lisan : Arapça ʿūd

ut

İlgili Kelimeler:

ut açıcı, ut yeri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Utanma duygusu


ut açıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Göstermeci


ut açıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Göstermecilik


ut yeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edep yeri


utana sıkıla
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok utanıp sıkılarak, utanıp sıkılmış bir biçimde


utanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Utanabilmek işi


utanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Utanma ihtimali veya imkânı bulunmak


utananın oğlu kızı olmamış
Anlamı:

1. `bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz


utanç

İlgili Kelimeler:

utanç duygusu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Utanma, hicap

Örnek:

1. O zaman tuhaf bir utanca düşüp şaşırır, başımı önüme eğerdim.

1. O zaman tuhaf bir utanca düşüp şaşırır, başımı önüme eğerdim.


utanç duygusu
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Utanma duygusu


utanç duymak
Anlamı:

1. utanmak

Örnek:

1. Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu.

1. Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu.


utanç vermek
Anlamı:

1. utandırmak, utanmasına yol açmak


utancından yere geçmek
Anlamı:

1. çok utanmak

Örnek:

1. Yalvarırım hanımcığım, beni beyin yanına çıkarmayınız, utancımdan yerlere geçerim.

1. Yalvarırım hanımcığım, beni beyin yanına çıkarmayınız, utancımdan yerlere geçerim.