92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Silindir biçiminde olan
Lisan : Arapça ustuvānī
Telaffuz : üstüva:ni:
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Altyapı üzerine kurulan, oturmaya veya üretime yarayan yapıların tümü
2. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Altyapı üzerinde oluşan kültür, din, sanat, felsefe, bilim, ülkü, siyasal kurumlar gibi toplumsal değerleri içeren genel kavram, altyapı karşıtı
1. Ahlakla her şeyin çözümlenemeyeceğini, ahlakın bir üstyapı olduğunu bilenlerdenim.
1. Ahlakla her şeyin çözümlenemeyeceğini, ahlakın bir üstyapı olduğunu bilenlerdenim.
3. Demir yolculukta toprak düzleme hattının ve köprü, kemer vb. sanat eserlerinin üstünde yapılan ve demir yolu hattının döşenmesini amaçlayan etkinliklerin tümü
4. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir alaşımın mikroskop kullanmadan çıplak gözle incelenen yüzeysel tabakalarından anlaşılabilen genel yapısı
Telaffuz : ü'styapı
usul hukuku
1. isim , isim , isim , isim , Kökler, asıllar
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri
Lisan : Arapça uṣūl
Telaffuz : usu:lü
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Alçak sesle
1. Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler
1. Ala gözlü benli dilber / Usul söyle söz ederler
2. Yavaş bir biçimde
Alman usulü, muhakeme usulü, yargılama usulü, yargı usulü
1. isim , isim , isim , isim , Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
1. Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu.
1. Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu.
2. Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot
3. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar
4. müzik , müzik , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde tempo
1. Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir.
1. Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir.
Lisan : Arapça uṣūl
Telaffuz : usu:lü
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yargıya intikal eden bir dava konusunun görülmesine ilişkin hukuk koşullarının tümü
1. dümtekle tempo tutmak
1. Usul tutarak, dümtek vurarak, başlarını sallayarak avazları çıktığı kadar şarkıya başlarlar.
1. Usul tutarak, dümtek vurarak, başlarını sallayarak avazları çıktığı kadar şarkıya başlarlar.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sessiz bir biçimde
1. Hadi çekici al da perdeleri sök. Usulca çıkar ki duvarlar bozulmasın.
1. Hadi çekici al da perdeleri sök. Usulca çıkar ki duvarlar bozulmasın.
2. Yavaşça
1. Ayfer, Nuran'ın düşürdüğü mendili usulca yerden aldı.
1. Ayfer, Nuran'ın düşürdüğü mendili usulca yerden aldı.
Telaffuz : usu'lca
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaşça, belli etmeden, usullacık, yavaşçacık
1. Başını usulcacık kaldırmak istedi.
1. Başını usulcacık kaldırmak istedi.
Telaffuz : usu'lcacık
usulden bozma
1. zarf , zarf , hukuk , hukuk , zarf , zarf , hukuk , hukuk , Usule dayalı olarak
2. Öylesine
1. Yakından bakabilir miyim? diye şöyle bir usulden sorduktan sonra ayağa kalkıyorum.
1. Yakından bakabilir miyim? diye şöyle bir usulden sorduktan sonra ayağa kalkıyorum.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir davada yerel mahkemece verilen kararın usul hukukuna uygun biçimsel koşulları taşımaması durumunda bir üst mahkeme tarafından gerekçeleri de açıklanarak yeniden görüşülmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesi
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yöntemine uygun olarak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Formalite icabı
1. Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş.
1. Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş.
Telaffuz : usu:len
1. isim , isim , isim , isim , Yöntemsizlik
2. Yolsuzluk
1. Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor.
1. Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte, şarlatanlıkta, inatta hepimizi bastırıyor.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yerli yerinde, gereğince
1. Nasıl kullanırız kelimeleri tam manalarında ve usulünce?
1. Nasıl kullanırız kelimeleri tam manalarında ve usulünce?
Telaffuz : usulü'nce
1. isim , isim , isim , isim , Üşümek iş
1. Üşüme nöbetine tutulanların hareketiyle cevap verdim.
1. Üşüme nöbetine tutulanların hareketiyle cevap verdim.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Isı yokluğundan, azlığından veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak
1. Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu.
1. Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu.
1. aklına getirmek
1. Nesnelerin böylesi bir hızla, sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç.
1. Nesnelerin böylesi bir hızla, sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç.
1. isim , isim , isim , isim , Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme
1. Karınca üşüntüsü.
1. Karınca üşüntüsü.