Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
üryan

İlgili Kelimeler:

anadan üryan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çıplak


Lisan : Arapça ʿuryān

üryani
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Üryani eriği


Lisan : Arapça ʿuryānī

Telaffuz : ürya:ni:

üryani eriği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İnce kabuklu bir tür erik, üryani


us

İlgili Kelimeler:

us dışı, us pahası, usa vurma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akıl

Örnek:

1. Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü.

1. Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü.


üs

İlgili Kelimeler:

merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kök, asıl, temel, esas

2. Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer

Örnek:

1. Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır.

1. Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır.

3. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge

Örnek:

1. Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır.

1. Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır.


Lisan : Arapça uss

üs
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır


Lisan : Arapça uss

us dışı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Aklın alamayacağı, aklın dışında kalan, akıl dışı, irrasyonel


us dışıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Us dışıcılık yanlısı olan (kimse), akıl dışıcı, irrasyonalist


us dışıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Yaşamda ve bilgilerde us dışı ögelere tek yanlı olarak ağırlık veren, sezgi, sevgi, duygu ve içgüdüleri bilginin kaynağı sayan görüş, akıl dışıcılık, irrasyonalizm


us pahası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akıl dışı yapılan bir iş sonucu uğranılan zarar


usa vurma
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bilinen veya doğru olarak kabul edilen belirli önermelerden başka önermeler çıkarma, uslamlama, muhakeme

Örnek:

1. Dili algılayışı, dili kullanışı, düşünce sistemi, yargılaması, usa vurması hep kendine has.

1. Dili algılayışı, dili kullanışı, düşünce sistemi, yargılaması, usa vurması hep kendine has.

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Anlık


uşak

İlgili Kelimeler:

uşakkapan, oğul uşak, çadıruşağı, yalı uşağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çocuk

2. Herhangi bir bölgenin halkından olan erkek

Örnek:

1. Kim bilir bu Anadolu uşaklarının her birinde ne cevherler vardır.

1. Kim bilir bu Anadolu uşaklarının her birinde ne cevherler vardır.

3. Erkek hizmetçi

Örnek:

1. Sağda, duvar kıyısında ahır, arabacı, uşak odaları var.

1. Sağda, duvar kıyısında ahır, arabacı, uşak odaları var.

4. Tayfa

Örnek:

1. Bir haykırma duyuldu. Uşakları koşturdum. Simit attırdım denize ama deniz geri vermedi.

1. Bir haykırma duyuldu. Uşakları koşturdum. Simit attırdım denize ama deniz geri vermedi.


Uşak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : u'şağı

uşakkapan
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bebekleri alıp götürdüğü söylenen bir cins akbaba


Telaffuz : uşa'kkapan

Uşaklı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uşak ilinden olan kimse


Özel: Evet

uşaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uşak olma durumu

Örnek:

1. Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin.

1. Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birinin, kendi öz saygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet


uşaklık etmek
Anlamı:

1. bir kimseye hizmet veya kulluk etmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kendi çıkarı için yasal veya ahlaki olmasa bile başkasının her dediğini yapmak zorunda olmak


Uşaklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uşaklı olma durumu


Özel: Evet

usanç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal

Örnek:

1. Konakta da eskiye karşı bir bıkkınlık, bir usanç yok değildi.

1. Konakta da eskiye karşı bir bıkkınlık, bir usanç yok değildi.


usanç getirmek
Anlamı:

1. usanacak duruma gelmek

Örnek:

1. Efendim, Tanrı'nın günü aynı pilava kaşık sallamaktan usanç getirmişsindir.

1. Efendim, Tanrı'nın günü aynı pilava kaşık sallamaktan usanç getirmişsindir.


usanç vermek
Anlamı:

1. usandırmak, bıktırmak

Örnek:

1. Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler.

1. Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler.


usançlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Usanma durumunda olma, bıkma


usançlık getirmek
Anlamı:

1. iyice bıkmak, tamamen usanmak

Örnek:

1. Üzüntüyle usançlık getirip işinden soğumasın!

1. Üzüntüyle usançlık getirip işinden soğumasın!


usandırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Usandırma işi


usandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Usandırmak işi

Örnek:

1. Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu.

1. Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu.