92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Böbrek ve idrar yolları hastalıkları, erkek üreme sistemi bozukluklarıyla uğraşan bilim dalı, bevliye
Lisan : Fransızca urologie
Telaffuz : l ince okunur
1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Üroloji ile ilgili
Lisan : Fransızca urologique
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Ürperme işi
1. Bu çamlığın bütün kokularını, seslerini ve ürperişlerini duydum.
1. Bu çamlığın bütün kokularını, seslerini ve ürperişlerini duydum.
1. isim , isim , isim , isim , Ürpermek işi
1. Bahçemde / Yağmur bunun için yağıyor / Bunun için bu ürpermeler
1. Bahçemde / Yağmur bunun için yağıyor / Bunun için bu ürpermeler
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Korku, tiksinti, üşüme vb. yüzünden tüylerin dikilip derinin nokta nokta kabarmasıyla görülen ani titreme
1. Fısıltılar duyarım, ürperirim / Terasta sanki bir ayak sesinden
1. Fısıltılar duyarım, ürperirim / Terasta sanki bir ayak sesinden
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Korkmak
1. Gecenin durgun saatlerinde top sesleri ile ürperiyordu İstanbul.
1. Gecenin durgun saatlerinde top sesleri ile ürperiyordu İstanbul.
1. isim , isim , isim , isim , Ürperme duygusu
1. İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum.
1. İncir ağacının altında her zamanki isimsiz ürpertiyle titriyorum.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Titreşimli
1. Gözleri pırıl pırıl, sesi ürpertili.
1. Gözleri pırıl pırıl, sesi ürpertili.
1. -i , -i , -i , -i , Ürperti vermek
1. Bu sesin tüyleri ürperten dehşeti kadınları hatta komitaları bile buz gibi dondurdu.
1. Bu sesin tüyleri ürperten dehşeti kadınları hatta komitaları bile buz gibi dondurdu.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kurdeşen
Lisan : Fransızca urticaire
1. beceriksiz kimselerin iyilik yapayım derken zarara yol açtıklarını anlatan bir söz
ürün yelpazesi, organik ürün, yan ürün, su ürünleri, tekel ürünleri
1. isim , isim , isim , isim , Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
2. Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eser
1. Cumhuriyet dönemi ressamlarının ürünleri sergilendi.
1. Cumhuriyet dönemi ressamlarının ürünleri sergilendi.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir tutum veya davranışın ortaya çıkardığı şey
1. isim , isim , isim , isim , Üretilen maddelerin, değişik ve yaygın çok çeşitlilik durumu
1. Bu firmanın ürün yelpazesi el, yüz ve baş havluları, bornozlar, plaj ve banyo havlularından oluşuyor.
1. Bu firmanın ürün yelpazesi el, yüz ve baş havluları, bornozlar, plaj ve banyo havlularından oluşuyor.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ürünü olmayan
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Eseri olmadan, esersiz bir biçimde
1. Neşeli bir olgunluk devrinin ürünsüz geçmesini, oldukça bencil bir davranış saydığımızı da belirtmeliyiz.
1. Neşeli bir olgunluk devrinin ürünsüz geçmesini, oldukça bencil bir davranış saydığımızı da belirtmeliyiz.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir şeyin dörtte biri, çeyrek
Lisan : Arapça rubʿ
1. `bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden zarar gelmez` anlamında kullanılan bir söz