92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Üretken olma durumu
2. Verilen emeğe ve yapılan masrafa oranla üretilen miktar, ürün verme gücü, prodüktivite
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aynı türden canlıları çoğaltmak
1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.
1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.
2. Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek
1. Petrol üretmek. Çimento üretmek.
1. Petrol üretmek. Çimento üretmek.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek
1. Şiir üretmek.
1. Şiir üretmek.
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Siyek
Lisan : Latince
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üreme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Üreme gücü bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Koyun kıyması, domates, soğan, tuz ve baharat karışımıyla oluşturulan köftenin şişlere parmak uzunluğunda dizilerek kömür ateşinde pişirilmesiyle yapılan bir kebap türü
1. isim , isim , isim , isim , Urfa ve yöresinde özel yöntemlerle hazırlanan yumruk biçiminde bir peynir türü
1. isim , isim , isim , isim , Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat
1. Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var.
1. Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var.
1. isim , isim , isim , isim , Nevşehir iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ü'rgübü
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Suda çok az eriyen, soda ve amonyakla birleştiğinde kısmen eriyebilen, asit ve nötr tuzlar oluşturan asit (C5H4N4O3)
Lisan : Fransızca acide urique
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ürken, korkuya çabuk kapılan
2. Çekingen
1. Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona.
1. Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ürkek
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (ürke'kçe) Ürkek bir biçimde
1. Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar.
1. Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar.