Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
üretimlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fabrika


üretimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üretimle ilgili


üretiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üretme işi


üretken
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üretme gücü olan, çok üreten


üretkenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üretken olma durumu

2. Verilen emeğe ve yapılan masrafa oranla üretilen miktar, ürün verme gücü, prodüktivite


üretme

İlgili Kelimeler:

fikir üretme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üretmek işi


üretmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aynı türden canlıları çoğaltmak

Örnek:

1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.

1. Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu.

2. Ekonomik bir etkinlik sonucu ürün elde etmek

Örnek:

1. Petrol üretmek. Çimento üretmek.

1. Petrol üretmek. Çimento üretmek.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Oluşturmak, yaratmak, meydana getirmek

Örnek:

1. Şiir üretmek.

1. Şiir üretmek.


üretra
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Siyek


Lisan : Latince

ürettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ürettirmek işi


ürettirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Üretme işini yaptırmak


üreyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üreyebilmek işi


üreyebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Üreme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Üreme gücü bulunmak


üreyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üreme işi


Urfa çıbanı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Şark çıbanı


Urfa kebabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koyun kıyması, domates, soğan, tuz ve baharat karışımıyla oluşturulan köftenin şişlere parmak uzunluğunda dizilerek kömür ateşinde pişirilmesiyle yapılan bir kebap türü


Urfa peyniri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Urfa ve yöresinde özel yöntemlerle hazırlanan yumruk biçiminde bir peynir türü


urgan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat

Örnek:

1. Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var.

1. Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var.


urgancı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Urgan yapan veya satan kimse


urgancılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Urgancının yaptığı iş


Ürgüp
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nevşehir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ü'rgübü

ürik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Suda çok az eriyen, soda ve amonyakla birleştiğinde kısmen eriyebilen, asit ve nötr tuzlar oluşturan asit (C5H4N4O3)


Lisan : Fransızca acide urique

ürkek
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ürken, korkuya çabuk kapılan

2. Çekingen

Örnek:

1. Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona.

1. Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona.


ürkekçe
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ürkek

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (ürke'kçe) Ürkek bir biçimde

Örnek:

1. Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar.

1. Önce ürkekçe sokuldular yanımıza, sonra gençlerin bunalımlarını anlattılar.


ürkekleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ürkekleşmek durumu


ürkekleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ürkek duruma gelmek